14 Nisan 2009 Salı

Haydi Erivan'a

Son oylamalar yapılıyor: "Babacan, Erivan'a gitsin diyenler el kaldırsın." Elleri göreyim...

Aylardır Ermenistan'la yatıp kalkan Dışişleri Bakanı Ali Babacan, "Gitmeliyim" diyor. Sonra dönüyor bir Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e, bir de Başbakan Tayyip Erdoğan'a bakıyor. Ama o da ne. Artık zaman yok. Gül, Bahreyn'e uçuyor, Erdoğan Hatay-Antalya hattında tatil yapıyor. Peki, karar verildi mi? Şu benim densizliğime de bir bakın. Devletin işleri 'son dakika'ya kalır mı. Eğer 16 Nisan'da Erivan'da Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü'nün (KEİ) dışişleri bakanları toplanıyorsa ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbantyan, Babacan'a bizzat 'gel' davetinde bulunmuşsa, karar çoktan verilmiştir değil mi.

Verilmiş, verilmiş. Ben öğrendim. Ama burada Babacan'ın Erivan'a gidip gitmeyeceğinden öte daha ikircikli bir durum var öne çıkan. Aylardır Ermenistan'la görüşmeler yapıp, 1993'ten beri kapalı duran sınır kapısını açmaktan yana oy kullanan Ankara, Ermenistan Devlet Başkanı Serj Serkisyan'ın "Sınır açılacak" diye bas bas bağırmasından sonra hop oturup hop kalkan Azerbaycan'ın ne yapılıp edilip illa ki ikna edilmesi derdine düşmüş. "Dağlık Karabağ sorununu çözmeden sınırı nasıl açarsınız" diyen Azerbaycan'la 'dost ve kardeş' görüşmeler çoktan başlamış. Hatta, bu görüşmelerde de ilerleme sağlanmış bile. "Türkiye-Ermenistan sınırı açılıyor mu ne" şüphesiyle 6-7 Nisan tarihlerinde İstanbul'da düzenlenen Medeniyetler İttifakı toplantısına katılmayan Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, Türkiye'ye "Tamam, demek hep bizimlesiniz, yakında Ankara'dayım" mesajı bile vermiş. Bu yoğun diplomasi trafiğinde Dışişleri Bakanı Babacan'ın nasıl zorlandığını varın, siz düşünün artık.

Sorular yine bitmiyor: "Azerbaycan yumuşatılırsa, Ermenistan sınırı açılacak mı?" Ya da, "Ermenistan sınır kapısının açılmasına Azerbaycan nasıl ikna edilecek. Aliyev'e nasıl bir güvence verilecek?" Ben, tam "İyimserim. Başbakan Erdoğan'a ve Cumhurbaşkanı Gül'e ve koskoca Dışişleri'ne başdanışmanlık yapan Ahmet Davutoğlu, diplomaside bugüne kadar kimsenin yapmadığını yapmaya kararlı" diyordum ki, karşımdaki diplomatik ses "Bir de Obama var" dedi. Çok doğru. Eğer Obama da, sınırın açılmasını Türkiye ve Ermenistan kadar çok istiyorsa, neden olmasın. Azerbaycan neden ikna edilmesin. Elde var 3: Türkiye, Ermenistan ve Obama. Öyle veya böyle tüm yollar Ermenistan'dan mı geçiyor ne!

Hiç yorum yok:

Öne Çıkan Yayın

Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük

Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...