25 Nisan 2009 Cumartesi

Delikanlı Obama

Ooofff, ki ne ooofff! Şu güzel, güneşli cumartesi gününde içim dışım "soykırım, Ermeni, Obama, Türk Dışişleri, Saygıdeğer Dışişleri sözcüm, güzide büyükelçiler" oldu. Niye? Çünkü, olan oldu. Ve böyle, hani Bush'a göre daha içten içe sevdiğimiz Barack Obama, 24 Nisan 'Ermeni Anma Günü'nde beklenen mesajını yayınladı. Mesajdaki çekici noktalar hiç gözden kaçmadı:

"Bundan 94 yıl önce, 20. yüzyılın en büyük katliamlarından biri başladı. Her yıl, Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerinde 1.5 milyon Ermeni'nin katli veya ölüme yürümesini anıyoruz. 'Medz Yeghern' (büyük felaket) Ermeni halkının kalplerinde yaşadığı gibi, bizim de anılarımızda yaşamaya devam etmeli. ...." Devam ediyorum, pardon Obama devam ediyor, sıkı durun...

"1915'te olanlara dair görüşümü defalarca dile getirdim ve bu tarihe dair kişisel görüşüm değişmedi......Türk ve Ermeni halklarının, bu acılı tarih üzerinde dürüst, açık ve yapıcı biçimde çalışılması çabalarını kuvvetle destekliyorum.....Hiçbir şey Medz Yeghern'de yitirilenleri getir getiremez. Fakat Ermeniler 94 yılda sergiledikleri dinamizm, dayanıklılık ve yetenekleri sayesinde kendilerini yoketmeye çalışanlara karşı direndi....."

Dışişleri Bakanlığı'nda 'gece lambaları' yandı. Bakan Babacan ve Müsteşar Ertuğrul Apakan, tüm üst yönetimi çoktan gece mesaisine çağırmıştı. Bu Obama, tam da Türkiye ziyaretinin ardından neler söylemişti böyle? Ne olmuştu, ne değişmişti? Tabii ki hiçbir şey. Seçim kampanyası sırasında 1915'teki ölümleri 'soykırım' olarak niteleyen Obama, Türkiye'ye ziyareti sırasında bu konudaki görüşlerinin değişmediğini ancak 'görüşme sürecini gölgeleyecek bir tavırdan kaçınmak istediğini' dile getirmişti. Ancak Türkiye, Obama'ya tam bir 'U' dönüşü yaptırmak niyetindeydi ki, Ermenistan'la ilişkileri normalleştirmek adına 24 Nisan'dan bir gün önce 23 Nisan gecesi 'bir yol haritası' üzerinde anlaşıldığını duyurmuştu.

Ama Obama, delikanlıydı. Delikanlı siyasetini göstermeye de kararlıydı. 24 Nisan'da, seçim kampanyasında kullandığı 'soykırım' sözcüğü yerine, Ermeniler'in kullandığı Medz Yeghern'i kullanmanın daha doğru olacağını düşünmüştü. 'Soykırım' sözüne takan, kafatasçı Ermeni diasporası ve dialogdan anlamayan Türk muhalefetiydi. Her iki kesimin ekmeğine de yağ sürmek istemeyen Obama, halk dilini tercih etmişti bu kez. Ama gönlü, Ermeniler'den yanaydı o kesin. Çıkıp da, 1915'te Ermeniler kadar Türk halkının da acı çektiğini dile getirmemişti. Unutmuş olabilir miydi? Unuttuysa da, Türkiye ona yeniden hatırlattı.
Obama'nın delikanlılığı bozuldu mu? Aksine, kuvvetlendi. Tarihte, AKP hükümetinin dışında Ermenistan'la diyaloga bu kadar açık, bu kadar içten istekli bir Türk hükümeti duymamıştı. Bakalım, bu hükümet diyalog için daha neler yapacaktı. Bekleyelim, görelim. İki, üç bilemedin 4,5 yıllık diyalog isteğinin meyvelerini hemen toplamamız, hele ki başkanlık koltuğuna sımsıkı, delikanlı Obama'nın oturduğu bir dönemde tabii ki mümkün değildi. Sabır, sabır..!

Hiç yorum yok:

Öne Çıkan Yayın

Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük

Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...