20 Nisan 2009 Pazartesi

Eğitim her engeli aşar


Onlar engelleri aşacaklar. Daha çok eğitim imkanına kavuşacaklar ve kıyıda-köşede kalmayacaklar. Caddelerde, sokaklarda, bilgisayar başında, televizyonda, okulda her yerde olacaklar. Peki sonrası? Sonra, bu ülkede eğitimin bile önüne geçemediği saçma sapan kliklerin, tabuların, zorlukların kurbanı mı olacaklar... Olmasalar. "Keşke olmasalar" diyorum ama her türlü normalliğin anormal sayıldığı, başarıların gölgelendiği, adamına göre performans değerlendirmesinin yapıldığı, adam kayırmacanın kol gezdiği ülkemizde, onca emeğin hakkı çiğnenip geçecek.

Evet, evet. Yine de hayatın saçından şöyle bir güzel tutup, "Ben de varım" diyebilmek var. Pazartesi kötümserliğinden sıyrılıp, umutlanmam gerek. Çankaya Köşkü'nde first lady'imiz Hayrünnisa Hanım'ın önderliğinde başlatılan "Eğitim Her Engeli Aşar" kampanyasının açılış töreninde yaşadığım onca güzel dakikanın üstüne umutlanmam gerek. Bana da plaket verilmesi için ismimi anons ederken Beyazıt Öztürk'ün "Hilal/Nihal" karmaşası yaşayıp, espriden salonu kırıp geçirmesinin üstüne umutlanmam gerek. O güzelim engelli çocukların biz engelsiz gibi görünenlere verdiği hayat dersine şapka çıkarmam gerek.

Yaaa, nasıl reklamımı yapıyorum ama. Çankaya Köşkü'nde kimler yoktu ki bugün. Herkes "Eğitim Her Engeli Aşar" kampanyası için birlik olmuştu. Beyazıt Öztürk, Hakan Şükür, bakanlar, gazeteciler, kimler kimler. Türkiye'de yaklaşık 8.5 milyon engelli var. Yani, neredeyse nüfusumuzun yüzde 12'si engelli. Engelli oldukları için değil eğitimsiz oldukları için iş bulamıyorlar. Bu kampanyanın temel hedefi de, engellilere daha çok eğitim imkanı sunmak için tüm toplumu harekete geçirmek. Ben harekete geçip, kampanyanın gönüllüsü oldum bile. Siz de katılın aramıza, bana ne kadar güzel insanlar olduğunuzu gösterin. Umutlanalım değil mi arkadaşlar. Sistem acımasızsa, acımasız. Biz de acımasız olalım. Hayatı saçlarından yakalayalım. Kampanyayla ilgili daha çok bilgiyi de buradan alacaksınız: http://www.egitimherengeliasar.org

Hiç yorum yok:

Öne Çıkan Yayın

Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük

Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...