20 Ekim 2016 Perşembe

Mutluluk sarı bir kahve bardağında olabilir

Şimdi yine hayatımın en sevdiğim eylemini yapmak üzere bilgisayarın başına geçtim. Hem de bu kez can yakan konuları kaleme almayacağım. Heyecan içindeyim. Tatlı insan yüzleri geçiyor gözlerimin önünden: Hayatın tüm acımasızlıklarına, kötü insanlara karşın tatlı tatlı gülümsemeyi başarmış insanlar…

Sevgili Deniz Hanım, sizinle tanıştığım için derin bir mutluluk içindeyim. Gözlerinizin güzel ışıltısı bana hayatın tatlı yanlarını çağrıştırıyor yeniden. Umutsuzlukları bir kenara bırakabilirim sizi düşünürken, kendime nefis bir kahve yapabilirim... Yaptım bile !
Oh… Bu nasıl nefis bir kahve böyle,,, diyeceğim diyemiyorum. Aklıma Deniz Hanım’ın yaptığı kahveler geliyor. Tatlı Festivali ne iyi etti de bizi buluşturdu. Deniz Hanım’ın çok nefis bir kahve minibüsü var. İçinde sarı bardaklar. Aç minibüsü kahve masası olsun, kahveseverlere ver gitsin ! Yok, böyle değil. Nasıl ? Minibüsten kahve ikram etmenin de incelikleri var. Her kahve isteyene tatlı tatlı gülümseyeceksiniz her şeyden önce. Ne var bunda? Pardon da, herkes öyle tatlı tatlı gülümseyemiyor. 
Meme kanserine karşı güçlü bir savaş veren, basket sahalarında kariyerini hakemliğe kadar taşıyan Deniz Hanım, İzmir ve İstanbul’da sokakları arşınlayan Manivela CoffeeTruck’u (Bu; kahvenin markası) Ankara’ya getirmeye kararlı. Sevgili Bilkent Station yönetiminden onay çıkarsa olacak bu elbet ama bu güzel minübüsü, iyi kahvenin en iyisini sunan Deniz Hanım’ı 3 günlük Tatlı Festivali’nde herkes çok tuttu. Ben, kendisine hayranım. Hayat beni savurdukça sağa sola, o minibüs diyelim geldi Ankara’ya, kendimi sarı bardaklara vereceğim. Galon galon iyi kahve içeceğim. Deniz Hanım’ın da söylediği gibi belki de bizi hayata bir kahve minibüsü bağlayacak. Hiç düşündün mü sevgili okur, mutluluk sarı bir kahve bardağında olabilir… Olabilir, ben inanıyorum.

Siz nasıl arkadaş oluyorsunuz yeni insanlarla bilmiyorum ama ben samimi bakışlardan çok etkileniyorum. Esra ve Rana da tıpkı Deniz Hanım gibi dünya tatlısı bakışlara sahip iki insan. Kadınların ekip olmasının sürekli zorlaştığı günümüzde ekip olmakla kalmamışlar, birlikte bir iş kurmuşlar. Tatlı işine girmişler. Ortaya Marifetli Anneler çıkmış. Tam üç gün boyunca Bilkent Station’da bütün Ankara’ya yaptıkları kekleri, milföylü pastaları, yalancı profiterolleri, balları, bademleri ikram ettiler. Benim sevgimi kazandılar. İstanbullu bu arkadaşlara bayılıyorum. Ciğerlerimi parçalayan haberlerden, küstah gülüşlerden, acımasız bakışlardan sıkıldıkça onların internet sitesine girip yeni yeni tatlılar yapacağım. Elbette ki paylaşmak için. Hayat, paylaşınca güzel unutmayın.  İyi ki varsınız Esra ve Rana. Benim tatlı Marifetli Annelerim. Ayrıntılı bilgi veriyorum: www.marifetlianneler.com


Öne Çıkan Yayın

Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük

Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...