28 Mayıs 2009 Perşembe

Fakıbaba Urfa



Urfa’nın özü Fakıbaba’dır arkadaşlar. AKP şemsiyesi altında 4 yıl bu kente hizmet edip, halkın gönlünü gönülden fetheden bu sevgili belediye başkanı 29 Mart 2009 yerel seçimi öncesinde AKP’li kötü düşmanları tarafından kuşatmaya alınmış. Bu düşmanlar gitmişler demişler ki AKP yönetimine, Başbakan Tayyip Erdoğan’a “Urfa’da Fakıbaba’nın yanına ceketimizi koysak seçim kazanır…” Bak bak, Erdoğan da dinlemiş bu fitnelerin seslerini, Fakıbaba’yı silmiş. Bu yüreği bol, gözleri parlak insan Dr. Ahmet Fakıbaba ise seçimlerde bağımsız aday olmuş, kazanmış ve belediye başkanlığı koltuğuna yeniden oturmuş. Koltuk değil, halk sevdası var gönlünde tabii….

Fakıbaba şimdi Saadet Partisi’ne geçmiş ama ‘halka hizmet’ diyor da, başka bir şey demiyor. Başbakan Erdoğan’a “O benim de başbakanım, kendisiyle çatışmam” mesajı veriyor. Koskoca AB büyükelçilerinin, diplomatlarının gözüne de öyle bir girdi ki, sormayın. “Atık suyu arıtma tesisi projeme AB’den finansal destek istiyorum” dedi, açık açık. Urfa’yı nasıl daha güzel bir turizm kentine dönüştüreceğini tane tane anlattı. Kentin temizliği, mimarisi için bütün projeleri saydı bir bir. Ya çok politikti bu Fakıbaba, ya da gerçekten hizmet adamıydı. İngiliz diplomat Giles Portman, kendisine “Neden AKP oy kaybediyor buralarda” sorusunu, belki de kafasındaki bu ikileme son vermek için sordu. Aldığı yanıt kayda değer: “Halk, kendisini insan yerine koyan yönetici istiyor.” …Peki Giles, nedir durum? Giles, “Bu adam sıkı bir politikacı, çok da akıllı” da karar kıldı.

Urfa halkı bırakmış AKP’yi bir yana anlayacağınız, Fakıbaba’ya dört kolla sarılmış. Fakıbaba, halkı nasıl sevdiğini öyle yağlı bağlı, ballandıra ballandıra değil de bir bakışıyla anlatıyor, yüreğinizi öyle titretiyor ki, insana “Allah bu sevgiyi herkese bağışlasın” dedirtiyor. Peki AB sevgisi, AB ilgisi ne durumda bu kentte. En doğru ve açık yanıt da yine Fakıbaba’dan geliyor. “Halk, AB’ye üye olacağımız konusunda ümitsiz. Ama AB standartlarına erişmek için canla başla çalışıyor. Önemli olan üyelik değil, AB demokrasisine kavuşmak. Urfa halkı bunu anladıysa, gerisi gelir tabii."....Ne diyeyim ben şimdi bu güzelim açıklamaya. Aferin Urfa...pardon...Fakıbaba Urfa..

1 yorum:

Behzat Miser dedi ki...

Askerliğimi Urfa'da yaptım; 16 ayım geçti orada. Akçakale'nin sınır karakolu, Kale Karakolu vs... Orada, arsekrilğim boyunca insan sıcağını hissettim Urfa'nın sıcağının yanında. Sınır boyundaki köylerden, içli köfte getirip, "Ye asker ağa, özlemişindir" diyenler, eşimin gönderdiği mektupları komutanlar okumasın diye ev adresini vermemi isteyenler, çamaşırlarımı alıp yıkamaya kalkanlar... Urfa, böyle bir yer işte.
Balıklı Göl'ü, bakırcılar çarşısı, Harran...
Yazını okuyunca bunlar canlandı gözümde. Fakıbaba'yı tanımam ama eğer AKP düşman kesildiyse, kesin iyi biridir. Öyle olmasaydı tekrar seçilemezdi. Yazından anladığım kadarıyla da aydın biri; Urfa için büyük şans. Urfa'nın dağlarında yine ceylanların gezmesi, Kısas'da yeniden semaha dönülüp, dara durulması, efsane olmuş Cemallerin yeniden canlanması en büyük dileğimdir.
Behzat Miser

Öne Çıkan Yayın

Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük

Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...