13 Mayıs 2009 Çarşamba
Ankara'da neler oluyor, neler
İsveç'in ekolojik havasından çıkıp da, 'dannn' diye Ankara'ya düşünce, insan gerçekten bir tuhaf oluyor. Aylardan Mayıs. Baharın her yerden fışkırdığı, güneşin tatlı tatlı oynaştığı Ankara havasına kaynaşmak için günlerdir elimden ne geliyorsa yapıyorum ama nafile. Dağınığım ve yorgunluktan dökülüyorum. Ama o ne. "Su uyur, gazeteci uyumaz" misali, "Hilal, titre de kendine gel" dedim, kendi kendime. Kendimi önce Ankara'nın en süper iki DJ'inin düzenlediği "ELVIS" partisine attım. Sami ve Neşet..İkisi de, gerçekten melek gibi çalıyor, gönülden ve içten eğleniyor. Ekolojik havalar haltetmiş, bütün İsveç Sami ile Neşet'in sahne performansını bir izlese, kesin Ankara'ya göç eder. Nitekim, partiye benimle gitme şerefine erişmiş İsveç'li diplomat arkadaşım Urban, "Aaaaaah, aaaaaah" diye iç geçirdi durdu gece boyunca. Onu bir kez daha partiye götürdüm mü, işlem tamam olacak. Ankara'ya yerleşip kalacak...Neşet'in ve Sami'nin yukarıdaki fotoğrafına bakıp, ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz.
Tam, yorgunluğumu atıyorum havasına girmiştim ki, uyuz bir uyku durumunun kurbanı olduğumu farkettim. Ankara, Renewa'da harıl harıl yaz hazırlığı yapıyordu ama ben bir saatlik Sculpture dersinin üstüne apar topar eve koşup bir güzel uyudum. Uyandım, bacaklarım ağrıyor. Bahot'la konuştum. O da pek bir yorgun. Hem de doğumgünü haftamız da, nedir bu ya? Allah'tan etkinlikler sürüyor da, yatakta yatıp kalmıyoruz. Kürt siyaseti üstüne zırnık yok Çankaya Köşkü'nde, Dışişleri Bakanlığı'nda. Telefondaki Türk diplomatik ses "Davutoğlu Amerika'daydı. Oradan da Azerbaycan'a geçiyor. Yeni bir durum yok" diyordu, miskin miskin. Gelme üstüme, ben kararlıyım bu miskinlikten kurtulmaya. Ooooh..Sayın Cumhurbaşkanımız Gül, Portekiz Cumhurbaşkanı Silvia ile düzenlediği ortak basın toplantısında "Merkel de, Sarkozy de vizyon eksikliği yaşıyorlar" dedi, bir güzel. Köşk muhabirleri, köşk danışmanları bir de Türk dostu gavurlardan aldı 100 puan. Ben de kendime 100 puan verip, doğumgünü etkinliklerime devam etmeye kararlıyım. Ekolojik havayı da, Ankara'nın bahar yorgunu havasını da es geçiyorum eeeees !
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Öne Çıkan Yayın
Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük
Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...
-
Kız çocukları babalarından bahsederken sanki bir film kahramanından sözederler. O kahraman hırçın, korkunç, garip olabilir çoğu zama...
-
Türkiye’nin zencileri ve beyazları olmadı hiç. Kimse kimseye “senin rengin siyah” diye öfke beslemedi. Tüm çocuklar kardeşçe futbol oynadı s...
-
Simitçiye de sordum: Sen hangi sesi duyunca mutlu oluyorsun? “Her türlü günaydın bana hayat veriyor” dedi, kocaman gülümsedim. Onun sokağı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder