6 Mayıs 2009 Çarşamba
Ice Lab & Ice Bar
İsveç’te üşümenin, donmanın, buzlaşmanın da ayrı bir havası var. İklim değişikliğine kafayı takan 9 milyon İsveç’li “Ne yapsak, ne etsek de şu global ısınmanın hakkından gelsek” diye sabahlara kadar kara kara düşünmüyor. Çoktan harekete geçilmiş. Taa Antartika’ya gidilmiş. 800 bin yıllık buzlar bulunmuş ve Stockholm’e getirilmiş. İnanılır gibi değil ama oldu: ICE-LAB’deyiz. (Buz Laboratuvarı)
Stockholm Üniversitesi’nde ‘Buzul Çağı ve İklim’ üzerine doktorasını yapan Torbjörn Karlin’le eksi 30 dereceyi gören Ice-Lab’e girdik bile. Üşüyoruz ama tir tir titremiyoruz. Giydik, muhteşem koruyucu kıyafetlerimizi. Karlin, buzların içindeki hava kabarcıklarının Buzul Çağı’nda iklimin nasıl olduğuna dair keskin izler taşıdığını, bu izlerin günümüz araştırmacılarının iklim değişikliğiyle ilgili çalışmalarına doğrudan ışık tuttuğunu anlatıyor. Yüzbinlerce yıl öncesinin buz parçası, araştırmacılara günümüzde yaşanan iklim sorunlarının tamamının kaynağının insan olduğu uyarısı yapıyor. Daha temiz çevre için kolların acilen sıvanması gerektiğini söylüyor. Buzlardan mesajı alan İsveç de bunu yapıyor işte. Aralık’ta Kopenhag’da düzenlenecek ‘İklim’ konferansında tüm ülkelerin havaya, suya ve toprağa verdikleri zararın hesabı ortaya konulacak. Türkiye’nin Kyoto Protokolü’ne imza koyması bizi biraz kurtaracak ama musluklardan çamur gibi akan sular, kirli havamız, toprağa savurganca bıraktığımız her atık bize ceza olarak geri dönecek. Korkarım, çevre konusunda acil önlemler alınmazsa, tüm Türkler ölecek. İsveç’in kalkıp da model bir eko-kent kurulmasına kadar uzanan çabasını, size sonra anlatacağım.
Derin, ciddi ve akademik çalışmalara ilham olan BUZ, eğlenceye de bulaşmış durumda Stockholm’de. İnsanı huzursuz edecek derecede sakin olan İsveç’lilerin yaratıcılıkta Türkleri geride bıraktığını söylemek istemiyorum ama nedir bu Ice-Bar’a (Buz-Bar) olan ilgi. Yerli ve yabancı turistler akın akın Buz-Bar’a giriyor. 10 dakikayı bile aşmayan buzdan bir keyif yaşıyor. Bir yandan üşürken, bir yandan buz bardaklarda, buzdolabı kıvamında bir ortamda ABSOLUT içmek de eğlenmek için hiç fena fikir değil. Doğumgünümü İsveç’te kutlayacağım için ayrı bir heyecan yaşamıştım Stockholm’e gelmeden önce ama Buz-Bar’da ABSOLUT’la kutlamak, gerçekten farklı deneyim oldu. Yine SKOL, yine SWEDEN ve tabii ki ABSOLUT…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Öne Çıkan Yayın
Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük
Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...
-
Kız çocukları babalarından bahsederken sanki bir film kahramanından sözederler. O kahraman hırçın, korkunç, garip olabilir çoğu zama...
-
Türkiye’nin zencileri ve beyazları olmadı hiç. Kimse kimseye “senin rengin siyah” diye öfke beslemedi. Tüm çocuklar kardeşçe futbol oynadı s...
-
Simitçiye de sordum: Sen hangi sesi duyunca mutlu oluyorsun? “Her türlü günaydın bana hayat veriyor” dedi, kocaman gülümsedim. Onun sokağı...
1 yorum:
buz devrinden bize sıcak bilgiler veren Hilal, doğum günün kutlu olsun:)
Yorum Gönder