19 Haziran 2009 Cuma
Yemekte diplomasi !
Bu fotoğrafı buraya koymasam, ayıp edecektim. Hepsi bloguma bayılıyor ve blogumda yer almak için can atıyor. Canlarım benim. Benim deli-dolu diplomasi muhabiri arkadaşlarım! O kadar yoğun çalışma temposunun içinde Alman Büyükelçiliği'nin geleneksel yaz öğle yemeği etkinliğine katıldık da buluştuk Allah'tan. Yoksaaaa, benim en süper arkadaşım, özelliği DNA'sında gizli olan arkadaşım, TRT Siboş'dan köşe bucak kaçırmaya çalışsam da, hep ona kaptırdığım arkadaşım Göksel'e yemek programı yapmaktan ve bir türlü buluşamamaktan bay gelecekti. Yemek programı konusunda en büyük umudum Zeynep Gürcanlı. Dobra dobra hallerinden, herkesin biraz da ilk başta konuşmaya çekindiği ama konuşunca da bayıldığı Zeyno arkadaşım, yakında bize bir program yapcak ki, dillere destan. En büyük destekçisi de ben olacağım. Fotoğrafta bir de Patrick var. Alman Basın Ateşesi. Almanya Büyükelçiliği de facebook'ta sayfa açmış. Biliyorum onda da var bu fotoğraf karesinden. Umarım, ondan önce davranıp, fotoğrafı bloguma yerleştirmiş olurum. Bu fotoğraftakiler; sizi çok seviyorum. Siboş kıskansın diye söylüyorum; en çok da Göksel'i seviyorum...Hıh!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Öne Çıkan Yayın
Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük
Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...
-
Kız çocukları babalarından bahsederken sanki bir film kahramanından sözederler. O kahraman hırçın, korkunç, garip olabilir çoğu zama...
-
Türkiye’nin zencileri ve beyazları olmadı hiç. Kimse kimseye “senin rengin siyah” diye öfke beslemedi. Tüm çocuklar kardeşçe futbol oynadı s...
-
Simitçiye de sordum: Sen hangi sesi duyunca mutlu oluyorsun? “Her türlü günaydın bana hayat veriyor” dedi, kocaman gülümsedim. Onun sokağı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder