4 Haziran 2009 Perşembe
Sen ne güzel konuşuyorsun...
Beklenen konuşmasını yaptı. "Tanrının selamı üzerinize olsun" deyip, el salladı. Başkan Obama'nın bir saati aşan konuşmasının üstüne yorum üstüne yorumlar yapılıyor şimdi. "İslam dünyası"na Kahire'den seslenen bu adamın aslında tüm dünyaya seslendiğini söyleyenlere doğrudan katılıyorum: Sen ne güzel konuşuyorsun, Başkan Obama.
Amerika'nın Ankara Büyükelçiliği, Obama'nın konuşmasını bize kısa telefon mesajlarıyla ulaştırıp, güzel bir iş yaptıysa da, benim Obama'yı sakin sakin dinlememi de engelledi. "Üff ya, bırakın da dinleyeyim" diye kızdım bile. Ama haklılar, bu konuşmayı herkes ama herkes dinlemeli. Okumalı, yazmalı, çizmeli. Yorumlarımı yazmadan önce konuşmanın satırbaşlarını sizinle paylaşmak daha doğru olacak:
* Dünyadaki insanlar barış içinde yaşayabilir. Tanrının bunu istediğini biliyoruz ve şimdi biz yeryüzünde üzerimize düşeni yapmalıyız.
* Din özgürlüğü insanların birlikte yaşama yeteneklerinin esasıdır. Biz her zaman onu koruyabileceğimiz yollar aramalıyız.
* Hiçbir devlet sistemi hiçbir ülkeye başkaları tarafından empoze edilmemelidir.
* Amerika, Filistinlilerin yasal isteği olan onur, olanak ve kendi devletlerine sahip olma hakkına sırt çevirmeyecektir.
* Bütün dinlere inanan insanların reddettiği bir şeyi biz de reddediyoruz: Masum erkek, kadın ve çocukların öldürülmesi.
* Dünya genelinde insanların karşılaştıkları güçlüklerin ortak olduğu ve bu güçlükleri yenmekte başarısız olmanın hepimize zarar vereceği bilinciyle hareket etmeliyiz.
* İslam her zaman Amerikan tarihinin bir parçası olmuştur. Müslüman Amerikalılar, kuruluşumuzdan beri ülkemizi zenginleştirmiştir.
* İslam'ın gurur duyulacak bir hoşgörü geleneği vardır. Ben buna çocukluğumda, dindar Hıristiyanların büyük çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede serbestçe ibadet ettikleri Endonezya'da şahsen şahit oldum.
* Ben buraya Amerika Birleşik Devletleri ile İslam dünyası arasında karşılıklı çıkar ve saygıya dayanan yeni bir başlangıç aramaya geldim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Öne Çıkan Yayın
Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük
Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...
-
Bunu herkesin hissettiğine eminim artık. Herkes kendini bazen çok yalnız hissediyor. Hatta bırakılmış, unutulmuş. Sonra herkes yine de...
-
Güneşin sırtımıza yumuşak masajlar yaptığı bir Pazartesi öğle sonrasında Central Park’ta çimlerin üzerindeydik. New York’un kalbi gibi duran...
-
Türkiye’nin zencileri ve beyazları olmadı hiç. Kimse kimseye “senin rengin siyah” diye öfke beslemedi. Tüm çocuklar kardeşçe futbol oynadı s...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder