AB Dönem Başkanlığı'nı 6 ayrılığına devralan İsveç'in iklim değişikliğiyle küresel mücadeleyi dış politikadaki temel önceliği yaptığını daha önce size en ince ayrıntısına kadar yazmıştım. Çöpü, havayı, suyu, kömürü, gazı, petrolü adam gibi değerlendirmeyi kafaya takan sadece İsveç değil arkadaşlar. Bu kez, burnumuzun dibinden bir örnek vererek dudaklarınızı uçuklatacağım. Bunu, birileri havaya girsin diye değil, biz Türklerin havamızın, iklimimizin, enerjimizin kıymetini daha iyi bilelim diye yapacağım. Elalemin İngiliz'i yapıyorsa, biz de yaparız. Hem de daha güzelini yaparız. Haydi Türkler kollarınızı sıvayın.
Bakın, şöyle olmuş. Birleşik Krallık'ın yakışıklı Dışişleri Bakanı David Miliband, iklim değişikliğiyle mücadeleyi dört dış politika önceliğinden biri saymış, bunun için özel bir fon yaratmış. İklim değişikliğiyle mücadele edecek ülkelere de bu fondan destek sağlamayı görev bilmiş. Güzel haber: Türkiye, İngiltere'den gelecek böylesi bir finansal destek sayesinde 'iklim değişikliği ulusal eylem planı' oluşturmaya başladı. Bu planın yıl sonuna kadar tamamlanması, planın da Türkiye'nin güneşten, sudan, havadan, gazdan, kömürden nasıl daha verimli yararlanacağının ayrıntılarını göstermesi, iklim değişikliği konusunda 'nasıl adam olunur'un Türkçe'sini dillendirmesi hedefleniyor.
İngiltere, Türkiye'ye böylesi cömert bir desteğin yanısıra, 'parlak fikir ve kıskanılası uygulamalarla' da karşımıza çıkıyor. Her İngiliz Büyükelçiliği çalışanının çevreye yaptığı kötü etkileri (çevresel ayakizlerini) azaltmak için harekete geçilmiş haberiniz olsun. Ankara'daki büyükelçilik binasındaki düzenlemeleri de 'ideal örnek' diye sunma niyetindeler. Elçilik bahçesindeki havuzu güneş enerjisi paneliyle ısıtmaya, Türkiye genelindeki yeşillendirme çalışmalarının yönetimi için tam zamanlı çevre uzmanı çalıştırmaya çoktan başlayan büyükelçilik yönetimi, elçilik konutunda yağmur suyu biriktirme sistemi kurup, bu yılki su tüketimini yüzde 5 oranında azaltmayı planlıyor. Plan çok: En ekonomik ışıklandırma sistemi benimsenip bu yılki enerji tüketimi de yüzde 5 oranında azaltılacak. Daha ekonomik ulaşım araçları tercih edilecek, özel arabaya daha az binilecek. Nasıl mı? Taksi değil de havaalanı servisleri kullanılacak örneğin.
Bir güzel haber daha: İngilizler, örnek almak için gerçekten doğru seçim. İsveç dahil diğer ülke yabancıları, çevre için yaptıklarını bana anlatırken, her defasında "Siz Türkler, nasıl da hoyratsınız çevreye karşı. Çocuklar, okulda bile ellerine ne geçirirlerse sokağa atıyorlar. Çöp kavramınız bile yok" diye hissettire hissettire Türkleri aşağılama çabasından hiç geri durmadılar. Başardılar mı, hayır. Ama İngilizler gerçekten hayranlık uyandırıcı. İngiliz Büyükelçiliği Müsteşarı Giles Portman, büyükelçilik binasındaki gelişmeleri sıkılmadan anlatırken, Türklerle işbirliğinin önemine de çok içten vurgular yaptı. Çevre için ortaklık olsun diye el uzattı. Olsun tabi Giles, olsun. Türkler, gerçekten kendilerine samimi yaklaşanların ellerini tutuyorlar.
1 yorum:
İngilizler'e ve Giles'a bravo diyorum. Çevre konusunda artık biz Türklerin de aklı başına gelsin istiyorum bir an önce. Ne bekliyoruz hala daha anlamıyorum ki ????
Yorum Gönder