4 Ekim 2009 Pazar

U2....But,,,,the seks was good... :)))))))


Burada halen Bono rüzgarı esiyor. Önce Malta’lı arkadaşımız (adı neydi yaaa, kim bulup dosyayı da yazacak şimdi ) Nathaniel’in odasındaki tüm içkileri bitirdik, sıra şimdi Katalan kızımız Gemma’ın odasındakilere geldi. Nerdeyse güneş doğacak Raleigh’de ama biz halen uyanığız ve şarhoşuz....Aman be Bonoooo,,,,,ne yaptın bize !!!! Yok yok, böylesi cumartesi ne görülmüştür, ne duyulmuştur.

Hafta boyunca Washington’da brifing üstüne brifing alan beynimiz, kendini birden okyanus suyuna bırakınca yeniden canlı olduğunu hissetmeye başladı galiba. Washington’ın güneyindeki bu şirin kentte, Raleigh’de, hava sıcaklığı neredeyse 30 dereceyi gösteriyor. Cumartesi olup da, brifinglerden kurtulunca kendimizi okyanusa attık. Yaaa, ben diyordum kendime...Okyanusların balığıyım diye...Boşuna değil,,,,Bugüne kadar yüzemememin nedeni küçük denizlermiş. Bak okyanusta nasıl da yüzdüm. Tabii burda 16 Avrupalı gazetecinin okyanus sularındaki oyun bilmişliğinin hakkını vermem lazım. Oyun çok zevkli olunca,,,katılıyorum... : ))) Bu okyanus hikayesi sonraya kalsınnnn...Kalsın....Bono geliyor....

Okyanusların balıkları olarak, üniversite gençliğinin merkezi diye bilinen Chapel Hill’e koştuk. Niye...Tabiii Bono’yla buluşmaya. Bu Bono, Türkiye’ye gelecek diye bekleyecek halim yoktu. Hem bak, Avrupa’dan gazeteciler gelmiş dedi ve bizi davet etti. Kırar mıyız onu....Heyecandan kudurduk bilem. İşte VIP olmak budur...Adam 3 metre ötemizde şarkılarını söylerken, bize varolmanın dayanılmaz hafifliğini yaşattı. İşte,,,,benim şarkım çalıyor.... (But I’m still haven’t found what I’m looking for.....))) Bul artık, bulll .....Yok işte, hep aynı, hep aynı....aradığını bulamazsın bir türlü....belki de aradığını zannedersin de....yanılırsın.... !!!!

Bu manyak North Carolina’lılar var ya, deli gibi üşüşüyorlardı stadyuma. Stadyumu nasıl anlatsam ki....Tam bir uzay üssüne çevirmişler U2 için. Onlarca ışık gösterisi. Bono adım attıkça, o güzel pırıltılı tişörtlü arkadaşları gitarlarını çaldıkça, ışıklar üzerimize geliyordu ve sanki onlarla sarılıyorduk. Aslında, böyle de hissetmemize gerek kalmadı ve Bono dibimize düşüp.....benim kulağımaaaa (Only with youu......) bile dedi...Kanacak mıyım bu adama bilemiyorum ama bir zamanlar başucu cd m, U2’lu yıllarıma gittim. Kendisini deli gibi sevdiğim adam sabahın köründe U2 dinlemeye başlar ve “But I’m still haven’t found what I’m looking for” derdi.....Ben de....”Hiç bulamayacaksın” deyip, sabah kahvesinin tadını çıkartırdım...O halen U2 dinliyor ben de, kahvemin tadını çıkartıyorum....Heyyyy,,,benim U2 aşkım, benim sabah kahvem, benim konuşamadığım, benim dokunamadığım, benim çekingenliğim.....Hep sevdiğim, duy beni......Standy by me..... : ))))) Dinle,,,,Bono söylüyorrr.... !!!! Stand by me...

Stadyumda U2 için yapılan ışık gösterisinin ne kadar göz kamaştırıcı olduğunu anlatmam için binlerce fotoğraf çekmek zorunda kaldığımızı söylemem yeterli olur sanırım. Bono, yukardan sallanan ışıklı bir mikrofona tutunup, sallanmak bir yana mikrofonu sallayıp dinleyicilere atışıyla da büyüleyiciydi...Işıklı ceketi, insan hakları mesajları ve “I love you” deyişiyle Bono’ydu, kendiydi...U2’yu, çılgın ama meşhur gazeteci grubumuzun İrlandalı güzeli Shona’nın torpiliyle daha da yakından izlemenin ayrıcalığına erişince aramızda bir de ‘Irish mafia’ espirisi başladı....I love Irish mafia.... !!!!! Shona var ya,,,,,İrlanda’da meşhur bir radyocu ve U2 ne ki,,,,,kimlerle ilişkisi var...Bize şimdi bir Dublin buluşması ayarlayacak.... !!!!! (Kızlar, U2 dibinizdeyse,,,,,,,daha kimler dibinizde olacak...Vaaaay,,,I love Irish mafia.....again )Hem ne dedi Bono.... (Bu akıllı gazeteci grubunu İstanbul'a bekliyorum...Yaniiii, İstanbul'da da U2 için buluşçazz)))

2 saatlik Bono konserinden sonra uyuyamazdık herhalde...Halen içiyoruz, halen müzik dinliyoruz. Bizimle dalga geçer gibi yarın sabaha bir kilise ziyareti programı koymuşlar ama grubun önemli bir bölümü bu programı es geçecek....Sarhoş gazetecilerin, sarhoş müzikleri arasında ve halen kırmızı şarabımı yudumlayarak neler yazıyorum bilmiyorum ama,,,,belki yazdıklarımmmm çok kötü.....çok kötü..... But,,,the seks was goood... : )))))

Katalan gazetecimiz Gemma, sen bu sözü sabah sahile giderken etmiştin yaaaaa.....Yaz da demiştin.....oldu galiba.....But, the seks was good... : )))) Bono etkisiyle uykusuz kaldık,,,,,daha ne yazayım....!!!! SEKS was really good !!!

Hiç yorum yok:

Öne Çıkan Yayın

Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük

Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...