Daha dünyanın kaç bucak olduğunu öğrenmeden önce, korka korka cesaret sınırlarımı zorladığım bir zamanda yolum Amsterdam’a düşmüştü. Gel de şimdi, sevgiyle adından sözetme! Sevgili patronum İsmet Berkan, daha ben eğitim muhabiriyken önüme çıkan bu iş gezisi için beni yüreklendirmiş ve sadece “Git” demişti. Bu, “Git, sana güveniyorum”du. Sevinçten deliye dönen ben, uzak diyarlarda ama Amsterdam’a çok yakın Arnhem’de çalışan babamla da görüşeceğimi düşünüp “Vayy bee bak, babam gazeteci kızıyla da bu vesileyle buluşmuş olacak” havasına girmiştim. Onu gururlandıracak olmanın hazzıyla yanıp, kavrulmuştum. Öyle oldu da. Çıkıp geldi, gördü beni. Tek başına kaldığım otelde, babamla buluşmak ne kadar da hoştu. Evden kaçıp da kurtulmanın dayanılmaz cazibesinin doruklarında olduğum o zamanlarda nedense babamla buluştuğumda geceyi onunla geçirmek istemiştim. Onunla aynı odada kaldığımız o gece “Şükürler olsun, insanın hayatta bütünüyle güveneceği bir babasının olması ne kadar müthiş” diyebilmiştim huzurla. Evet, evet babalar özeldir. İnsanın böyle “anne” yazacağı bir günde de gelip, işe karışırlar işte..!
Anneler… Hepiniz için huzurlu bir hayat dileğiyle uyuyacağım bugün. Çok sevgili arkadaşlarımdan birisinin annesinin, bu dileğimi taa derinlerden hissedeceğine inanarak yazıyorum bu yazıyı. Biliyorum ki, çektiği o kanser acısı, zaman ilerledikçe biraz hafifleyecek, annelik gücü bu acıyı sollayıp, geçmesine yardımcı olacak. Bu nasıl bir güçtür, Allah’ım!
İşte, sevgili patronumun “eşşek kadar kız oldun” dediği zamanlardayım. Annem, güzel annem! Nasıl da katlanıyor benim serserice asabi hallerime, mutsuzluğumu örtme numaralarımı nasıl da ustaca çakıp, yardım etmek için olanca gücüyle çırpınıyor. Annelik gücü ona “Tek sen, mutlu ol yeter” dedirtiyor. O güç, şimdi kafamdaki bütün sözcüklerin önüne geçiyor. Hastanedeki annesinden iyi haberler almayı uman ama gün geçtikçe umudu tükenen arkadaşımla, aynı acıyı paylaşırken aklımdan geçen sadece tüm gücümle “Annem, güzel annem” deyişiydi. Güç veriyordu insana, güç. Ötesi var mıydı? Hem onun annesi hem benim annem, hem de tüm anneler için bir kez daha tüm gücümle “Annem, güzel annem.”
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Öne Çıkan Yayın
Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük
Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...
-
Kız çocukları babalarından bahsederken sanki bir film kahramanından sözederler. O kahraman hırçın, korkunç, garip olabilir çoğu zama...
-
Türkiye’nin zencileri ve beyazları olmadı hiç. Kimse kimseye “senin rengin siyah” diye öfke beslemedi. Tüm çocuklar kardeşçe futbol oynadı s...
-
Simitçiye de sordum: Sen hangi sesi duyunca mutlu oluyorsun? “Her türlü günaydın bana hayat veriyor” dedi, kocaman gülümsedim. Onun sokağı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder