1 Haziran 2010 Salı

SAVAşTAYIZ... State of "Israel" does not represent world Jewry

Gemide öldüm. Sabahı göremedim. Yalanlar, dolanlar, bir de ağıtlar uçuşuyordu havada. Hiç gözümü açmasam ben, hiç. Kan, kin ve öfke girmese bir daha hayatıma. Neydi beni öldüren, neydi bu kavga...

Gerilere gittim. 1 yıl önceye. Başbakan Tayyip Erdoğan, Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'i "Siz adam öldürmeyi iyi bilirsiniz" diye haşlıyordu. Sözünü kesmek isteyen moderatöre de "1 minute, 1 minute" çıkışını çakıyordu. Onu televizyonda izleyip de, "Daha da Davos'a gelmem" sözünü duyanlar, özellikle de diplomatlar "şoke olmuşlar"dı. Çok ayıptı, çok. Diplomatik nezaketten yoksun bir başbakan, İsrail'le ilişkileri dünyanın gözü önünde çamura batırıyordu.

Oysa İsrail, diplomatik nezaketsizlikte Türkiye'yi sollayacak kapasitedeydi. Davos'un üzerinden neredeyse 1 yıl geçmişti. İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon, Türkiye'nin Tel-Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol'u İsrail Parlamentosu Knesset'te kendisinden alçak koltuğa oturtmuştu. Türkiye'yi aşağılıyordu aklınca. Türkiye, 'özür' istedi ondan. Sonra, o da geçiştirdi: "Tamam, tamam. Alın size özür."

Bunlar sidik mi yarıştırıyordu? Yani biri Türkiye, öteki İsrail. İsrail diyor ki, Hamas terörist. Türkiye'den 'cık'. Türkiye diyor ki, Gazze'yi ablukaya alamazsın. İsrail'den "Hamas bizi torpilliyor. Savunmadayız." Siviller ölüyor her gün. Ölümsüz gün yok. Türkiye'yle İsrail dalaşıyor, tüm dünya izliyor. Öyle mi, öyle mi? İsrail'e atıp, tutan onca ülke var ama. Kim var? Arap dünyası mı. Kim var, kim ? Amerika'nın, BM'nin, Avrupa'nın ruhu duymuyor. Gazze ölüyor. İnsanlar ölüyor.

Benim gibi kaç kişi öldü gemide? Rotamız Filistin'di. Gazze'ye yardım götürecektik. Yardım filosuyduk. Mavi Marmara vardı filomuzda ve diğer gemiler. Saldırdılar bize, öldük. Kaç kişi öldü, halen bilinmiyor. Şimdi sadece Türkiye'ye değil, tüm dünyanın siyasi baskısına aldırış etmiyor İsrail. Göz göre göre öldük biz. Göz göre göre. Gazze'de ölüm var yine, göz göre göre. Uyanmasam ben, hiç uyanmasam. SAVAŞTAYIZ. Her yanım, yangın yeri.

1 yorum:

yoncacudal dedi ki...

içimdeki herşeyi anlatmışsın her yerim yangın yeri ne yapmalı, nasıl olamlı çok düşünmeliyiz çokk :(

Öne Çıkan Yayın

Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük

Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...