Aman da aman. Samimiyete de bir bakın. Hele şirin Davutoğlu'nun kahkahalarına. Birilerini buluşturdu mu, küsleri barıştırdı mı, ortamda dostluk ve kardeşlik rüzgarları estirdi mi adam mutluluktan uçuyor. Kaçılın bakalım düşmanlar, şeytanlar, oyun bozanlar... Bakan Davutoğlu, bu dünyaya kardeşlik ve barış için geldi. Oklarını bir atar size, feleğiniz şaşar...
Beş aydır oklarını, kardeşlik ve barış topraklarında savaşmayı bir halt zanneden Sırbistan ile Bosna-Hersek yetkililerine atan Davutoğlu, bugün mutluluktan uçmasın da, ne zaman uçsun. Türk Dışişleri'ndeki tarihi 'Fatin Rüştü Zorlu Salonu'nunun kürsüsünde Davutoğlu'nun sağında Sırbistan Dışişleri Bakanı Vuk Jeremiç, solunda da Bosna-Hersek Dışişleri Bakanı Sven Alkalaj var. Sırbistan'la bugüne kadar sadece 'maslahatgüzar seviyesi'nde görüşen Bosna-Hersek, Davutoğlu'nun "Kardeşim; konuşacaksanız, adam gibi konuşun" sözüyle ikna olmuş, Sırbistan'ın güzelim başkenti Belgrad'a büyükelçi göndermeye karar vermiş. Boşnak Bakan Alkalaj, "Offf, oooof" diyor da, başka birşey demiyor sanki. Kolay mı, bu Sırplarla anlaşmak. Balkanlar'ı darmaduman eden adamlarla adam gibi ilişki kurmak. Arkadaşlıkta çok şeker ama diplomaside hart-hurt Sırplarla, nasıl olacak bu işler nasıl. Ama yok, oldu bir kere. Karar alındı. İlişkiler büyükelçi seviyesine çıkarıldı. Davutoğlu da buna öncülük etti. Boşnak Büyükelçi Borisha Arnaut, yakında Belgrad'da.
Sırbistan'ın, Bosna-Hersek'in güzelim başkenti Saraybosna'da zaten bir büyükelçisi varmış. Yani, durum eşitlendi. Bu Sırplar, işi sarpa sarar mı? Yok yok. Davutoğlu'nun sağında kasım kasım kasılan, azcık da 'gencim ve yakışıklıyım' havası atan Sırp Dışişleri Bakanı Vuk Jeremiç, "Balkan halklarıyız ve gelecek için birlikte çalışacağız" diyor. Tam bu noktada, "Bana bak, Kosova'yı tanıyacak mısınız" diye sordum kendisine kibarca. O da kibarca, Sırp-Kırp-Hırp duruşundan taviz vermeden "Tabii ki tanımayacağız" diye burun kıvırdı. O zaman niye Balkan halklarından sözediyorsun di mi. Bu Jeremiç'in ciddi bir derse ihtiyacı var. Veeee,,,hiç kurtuluşu yok. Diplomasi dersi vermekte üstüne adam tanımadığımız Davutoğlu'nun eline düştü bir kere. Davutoğlu dedi ki, "Her ay buluşmayı sürdüreceğiz"... Hadi canım Jeremiç, derslerde başarılar. Sıkıysa, Davutoğlu'na da sürekli "Kosova'yı tanımayacağız" diye tuttur da, görelim...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Öne Çıkan Yayın
Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük
Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...
-
Kız çocukları babalarından bahsederken sanki bir film kahramanından sözederler. O kahraman hırçın, korkunç, garip olabilir çoğu zama...
-
Türkiye’nin zencileri ve beyazları olmadı hiç. Kimse kimseye “senin rengin siyah” diye öfke beslemedi. Tüm çocuklar kardeşçe futbol oynadı s...
-
Simitçiye de sordum: Sen hangi sesi duyunca mutlu oluyorsun? “Her türlü günaydın bana hayat veriyor” dedi, kocaman gülümsedim. Onun sokağı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder