19 Şubat 2010 Cuma

No Erzurum, No Erzincan... I'm in love with jazz in Banana Republic

Neyse ki, bir 'ilk görüşte aşk' tekrarıyla yumuşadı da ruhum, bütün kimyamı ele geçirmek üzere olan 'muz' tadından kurtuldum. Çürük muz tadı çekilir gibi değil. Ey aşk, sevgili aşk ! Sen her yerde her zamanda kutsalsın, ama 'muz cumhuriyeti' memleketimde daha bir kutsalsın.

"Muz cumhuriyeti" deyip de, haksızlık mı ediyorum güzelim memleketime diye acı acı sordum kendime üstelik günlerdir. "Hilal, bu ne karmaşa. Neler oluyor" sorularına makul ve mantıklı yanıtlar vermeye çalıştım. Sorular bir o kadar yabancı, bir o kadar iğneleyici geliyordu benim her 'kem-küm' açıklamamda. Olmuyordu işte, olmuyordu. Ne dedi, devletin başı? Nasıl yorumladı, Cumhurbaşkanı Gül hazretleri?: "Çıkmaz sokak."

Şu an itibariyle 'özel yetkisi' yok artık onun. Ama daha haftabaşında vardı. Bal gibi vardı. Erzurum Özel Yetkili Başsavcısı Osman Şanal'dı o. Bir soruşturma başlattı, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'i didik didik aratıp, tutuklattı. Bir Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) var. Acilen toplandı, bu garip durum üzerine. Başsavcı Osman Şanal'ın 'özel yetkileri'ni elinden aldı. Sonra, savaş çanları. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Başbakan Erdoğan'la görüştükten sonra dedi ki, "HSYK'nın kararı anayasa ve yasalara aykırıdır. Ortada hukuksuzluk vardır." Sonra, konuşan konuşana. Konuştukça çeşit çeşit incilerine şahit olduğumuz Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, HSYK'yı suçlayıp Türkiye'nin 'yargıçlar devleti' olmadığını söyledi. HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, adalet bakanının 'kurulu bir zemberek' gibi konuştuğunu. Haaa, onun da sözü var. Muhalefetin ünlü sesi Deniz Baykal'ın. Sevmiyor bu hükümeti. Diyor ki, "Tetikçi yargıç ve savcılar istiyorlar."

Hukuk muş. Demokrasi ymiş. Hukuk muş. Sivil demokrasi ymiş. Siz şimdi hepiniz; hükümet olarak, muhalefet olarak aklı başında insanların size güvendiğini mi düşünüyorsunuz. Tabii gülersiniz, tabii böyle anlamsız anlamsız konuşursunuz, "aklı başında kaç tanesiniz" diye yargılarsınız bizi bir de. Muz Cumhuriyeti'nin zavallı insanlarıyız değil mi, hepimiz. Zavallı olmayanımız da, mutsuz. Hem de çok mutsuz. Eğer sen "çıkmaz sokak" diyorsan, devletin başı olarak Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Gül...ben gerisine ne diyebilirim.

Evet, seni bu yazıda kirletmemeliyim sevgili aşk. Hem de 'ilk görüşte aşk'...sın sen. Siz de kirletmeyin. Bu güzelim Ankara'da, gidip de 'ilk görüşte aşk'la karşılaşacağınız bir etkinlik var bu günlerde. Haftasonuna kadar aşık olma şansınız var. 13. Ankara Caz Festivali. Kerem Görsev'i, Fahir Atakoğlu'nu kaçırmış olabilirsiniz. Yaşama, ilk günkü gibi heyecanla başlayabileceğinizi hatırlatacak piyanistler de bu ülkeden çıkıyor. "ilk görüşte aşk" dedirtiyorlar insana... Bana bile. Benim gibi Muz Cumhuriyeti'nde çürük muzdan baymış, yabancılara muzun değişik tatlarını anlatmaktan yorulmuş bir zavallıya bile... Nedir bu, nedir?

1 yorum:

rose paraksis dedi ki...

İnsanoğluyuz kafamızın karıştığı yerde odaklandığımız mükemmellikler iyi ki var diyorum Hilal çok güzel olmuş soru işaretleriyle dolu bir memleketimiz var ne yazık...
Others:))

Öne Çıkan Yayın

Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük

Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...