25 Şubat 2010 Perşembe

Bond çanta, Sharon Clark, Büyükelçi Jeffrey, Melis Sökmen... Jazz never ends

Ankara’da ‘bond çanta’ devrine girilmiş, ben halen caz konserlerinde boy gösteriyorum. Oysa ki cümle alem, öğleden beri o bond çantalarda neler olduğunu öğrenmek için çırpınıyor. Tamam itiraf ediyorum, ben de çok çırpındım ama fayda yok. Kolay tabi, Ergenekon demek, tutuklu askerler demek, darbe olacak mı olmayacak mı diye fal açmak… Nerde, ayrıntılar nerde…Durun, ben şimdi şu güzelim caz konser programımı da bir tamamlayayım, darbe olaylarının ayrıntısına daha bir heyecanlı giriş yaparım belki.

Fotoğrafta yanımda duran kara kadın var ya, tam bir efsane. Washington’un önde gelen Afro-Amerikan kadın vokalistlerinden Sharon Clark. Ödüllü bir caz sanatçısı. Dünya çapında konserler veriyor. Bu kez Amerikan’ın Ankara Büyükelçisi James Jeffrey’in evinde bizim için söyledi. Ama ne caz. Gerçek caz. Yüzde yüz caz. Kendisine de bizim cazdaki meşhur ismimiz Melis Sökmen eşlik etti. Arkada nefis bir orkestra var. Davul; Emre Kartari. Lyle Link; saksafon. Bu çikolata tadındaki saksafonu bir daha yemek isteyenler Cuma akşamı Türk Amerikan Derneği’nin yolunu tutacaklar. Kendisi orda olacak. Hem de Sharon Clark ve diğerleriyle. Piyano’da Skip Gailes. Bas: Matthew Hall.

Evet mutsuzum. Fotoğrafta, kara kadın ve ben çok yalnız kaldık. Ama ne mümkün, tüm orkestrayla ve Melis Sökmen’le fotoğraf çektirmek. Büyükelçi Jeffrey’in evindeki tüm konuklarla tek tek ilgilenmek zorundalar. Tıpkı, tüm Türkiye’yle ilgilendikleri gibi. Şehir, şehir gezip konserler veriyorlar birlikte. Kim demiş, yurdum insanı caz sevmez diye. Kara kadın, kara cazcı Sharon Clark diyor ki: “Türkler bize bayılıyor, biz de Türklere”.. Şu bond çanta işini geçersek, galiba ‘olduk’ biz, ‘olduk’… Türkler olarak, topluca ‘olduk.’

Bu orkestra ve kara kadın için aslında ‘Sharon Clark Beşlisi’ diyorlar. Ben de öyle desem iyi olacak. Nassı bir güzel tat, nassı güzel bir tını bıraktınız da kulağımızda, içimizi açtınız. Karalar içindeki ben, bırakıyorum yarından itibaren ‘Back to Black’ şarkısını söylemeyi. Tamam söyleyeceğim: I love your smile…

Büyükannesi Afrikalı olan Melis Sökmen, önümüzdeki hafta İzmir’e gidip konser vereceklerini anlatıyor heyecanlı, heyecanlı. Türk dinleyicisinin duygusallığı, hem Sharon Clark’i hem Melis’i mestediyormuş, Siz de bizi mestettiniz tabii. Büyükelçi Jeffrey diyor ki, “Yarın akşam Türk Amerikan Derneği’nde buluşalım”…. Why noooot… Niçin olmaz ! Ah Victoria, keşke sen de gelebilsen...

Türkiye’de yargı, hükümet, asker savaşının tam can alıcı noktasında çantalar açıldı bugün. Hem Başbakan Erdoğan hem de Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ aldılar bond çantalarını ellerine Çankaya Köşkü’ne çıktılar. Cumhurbaşkanı Gül, 3’lü zirve yaptı savaşın ortasında. “Savaş bitti mi” sorusundan kurtulamıyordu caz konserine gelenler. “Savaştan pek emin değilim de, sanırım caz hiç bitmeyecek” dedi, adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bir haber kaynağı…. ! Caz bitmeyecek…

Hiç yorum yok:

Öne Çıkan Yayın

Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük

Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...