12 Aralık 2009 Cumartesi

DTP is closed.... !!! Kapatıldı...Mutlu musunuz ?



Televizyonda "Bugün son basın toplantımı yapıyorum" diyen üzgün bir adam vardı. Son 2.5 yıldır TBMM çatısı altında olan partisinin, dün akşam Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararla kapandığını öğrenmiş olmanın hüznüyle konuşuyordu. Partisi DTP (Demokratik Toplum Partisi) artık yoktu. O artık, DTP'nin genel başkanı değildi. Tam 5 yıl siyaset yapamayacaktı. Adı Ahmet, soyadı Türk'tü. "Bölücü eylemlerin odağı, terör örgütü PKK'yla bağlantılı olmakla" suçlanmıştı. Sadece o değil. DTP'den diğerleri: Eşbaşkan Aysel Tuğluk da dahil, 37 kişiye 5 yıl siyaset yasaktı.

Ahmet Türk'ü bu kez televizyondan izlemek ne kadar da iç sızlatıcıydı. "Hep barışı savundum. Kan, kanla temizlenmez. Bugün barış isteyenler terörist ilan edilmiştir. Hiçbir konuşmamda bu iş şiddetle çözülür lafı bulamazsınız" diyen bu adam, Anayasa Mahkemesi'nin 'siyasi' bir karar verdiğini düşünüyor, hükümet partisi AKP'nin sadece kendisi için demokrasi istediğinden yakınıyordu. Ahmet Türk, kendisini suskun suskun dinleyen kalabalığın arasından çekip giderken, partisinin de meclisten çekildiğini söylüyor ama ekliyordu: "Demokratik siyaset sürecek."

Nasıl sürecek, ama nasıl? Yeni bir parti daha kuracaklar, o parti de kapatılacak. PKK'yla yanyana, gözgöze, dizdize, gönül gönüle olacak yeni milletvekilleri daha çıkacak bu ülkenin bir yerlerinden, onlar da yasaklanacak. Kim ama kim, son verecek bu güzelim ülkemin insana acı veren kısır döngülerine. Bu kısır döngüler, yuvarlana yuvarlana büyüyecek ve mutsuzluğumun temel kaynağı olacak. Demokrasimiz ne yazık ki, hep kanayacak. Kim DTP'ye ne kadar inanıyor, kim AKP'yi gerçekten demokratik buluyor, kim Türkiye'nin özgür ve mutlu olduğunu düşünüyor. Kim, inandığı değerlere sonuna kadar sahip çıkıyor. Ahmet Türk üzgün de, bugün kendini 'Kemalist' zannedenler çok mu mutlu. AKP'yi düzenbaz bulup, kendini 'demokratik' sayan kaç kişi ya da grup, bu ülke adına birşeyler yaptı, yapıyor?

Hadi birşey yapalım ülkemiz için! Elektronik posta adreslerimize hergün yüzlerce mesaj yağıyor. Hepsi ama hepsi "Hadi birşeyler yapalım" diyor. Ne yapalım? Bildikleri tek şey var ama tek şey. "Alalım elimize Türk bayraklarını, Anıtkabir'e yürüyelim". Bir başka şey daha, "AKP'ye ya da DTP'ye karşı 1 milyon kişi bulalım, eylem yapalım. AKP'nin ampülünü söndürelim, DTP'yi karanlığa gömelim." Ülkemiz için birşey yapmak bu mudur? Bunları düşünenlerin acaba kaçı, bu ülkede kaç çocuğun okula, kaç işsizin işe, kaç öğretmenin teknolojiye, kaç trenin yenilenmeye, kaç uçağın ekstra bakıma ihtiyacı olduğunu düşündü. Hastanede yatak bulamayan kaç kişi var bu ülkede. Aç uyuyan kaç çocuk. Bilgisayarın 'b'siyle tanışamayan kaç insan?

Bu soruların yanıtlarını gösteren rakamlar çok korkunç. Daha da korkuncunu söylemek zorundayım burada. Hem kendim hem sizin için not etmeliyim. Türkiye'nin son 30 yılına damgasını vuran terör yüzünden 45 bine yakın insan hayatını kaybetti. Son 22 yılda Türkiye'nin terör kaybı tam 1 trilyon dolar. Doğu ve Güneydoğu'ya hayat vermek için gözünü diktiğimiz Güneydoğu Anadolu Projesi'nin (GAP) maliyeti ise 32 milyar dolar. Yani terör olmasaydı, 10 GAP'ımız olacaktı. Yani terör olmasaydı, 4 milyon insan iş bulabilecekti. Terör kimi besliyor, kan kimi? Ahmet Türk üzgünse, siz çok mu mutlusunuz. Sahi, bu ülkede mutlu musunuz?

3 yorum:

altan dedi ki...

Hilal, demokrasiye olan ihtiyacımızı, susuzluğumuzu öyle güzel dile getirmişsin ki...Lütfen herkes kendi adına bir kez daha düşünsün ve gerçekten sonuç getirecek işlere kalkışsın. Bugün gidin, çocuğunuzla birlikte bir sayfa kitap okuyun, ona okuma sevgisi aşılayın. Annenize 'seni seviyorum' deyin, otobüste daha kibar davranın insanlara, okuduklarınızı birileriyle paylaşın, çevrenizdekileri anlamaya çalışın...Yoksa böyle 'kapanarak' ya da 'açılarak' demokrasi olmayacak bu ülkede. Gerçekten hepimizin yapacağı çok iş var, çok.... Bu ülkenin bizi mutsuz etmesine izin vermemek elimizde.

derindenizbaligi dedi ki...

Ben bu konuda karışık duygular içindeyim. Elbette ki Türkiye'nin demokratik bir ülke olmasını istiyorum. Ama hangi görüşü savunuyor olursa olsun, bunu herkes samimi olarak istemeli. Ben DTP'de bu samimiyeti hiç hissetmedim, görmedim. "Oh olsun, haketmişlerdi" demek de istemiyorum. DTP sadece Ahmet Türk'ten ibaret değil... O çatı altındaki pekçok insan ne yazık ki demokratik davranışlardan uzak durup, terörü Meclis'e taşımaktan başka birşey yapmadılar. DTP gider, başka birşey gelir yerine ama önemli olan "NİYET". NİYET iyi olduktan sonra yapılmayacak şey yok. DTP'nin iyi NİYET sergilediğini söyleyemeyeceğim ne yazık ki.

ismailpolatt dedi ki...

Bence Hilal olanı biteni çok güzel özetlemiş. Beylik laflarla ya da facebook milliyetçiliğiyle, birilerini meydanlara toplamak yetmiyor. Yıllar geçti ama bize hala demode çözümlerle sorunları halletmeye çalışıyoruz. "Mutluluk nedir, nasıl elde edilir ve bir toplum nasıl mutlu olabilir?" sorusunu içtenlikle sorup; gerçekçi yanıtlar vermeliyiz. Yoksa 1 milyon değil 10 milyon kişiyi meydanlara toplasak, yapacaklarımız bundan ibarettir. Artan tek şey, emin olun sadece acılar ve gözyaşı olacaktır. Bu yüzden gerçek sağduyu ve biraz olsun empati. Çok zor olmasa gerek...

Öne Çıkan Yayın

Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük

Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...