4 Ekim 2010 Pazartesi

Twitter'da aşk.... tabii ki BeşikTAŞK...


Aşkını yaz, aşkını.... De ki, örneğin; "BeşikTAŞK, AŞK"... Budur işte, budur... Ben de sevimli, ağzı süt kokan bir Beşiktaşlı olduğumdan, bayılıyorum onun Beşiktaş fanatikliğini aşk'la özdeşleştiren tweet'lerine... BeşikTAŞK'la başlamışsa tweet'lerine, devamında bol bol heyecan, bol bol ateş var. Erdoğan Aktaş'ın tweeter'daki hayranları sporun centilmenliğiyle dolduruyorlar twitter tribünlerini. Amerika'dan Chris diyor ki; "Futbolu twitter'a taşıyanlar, hayatın gereksiz detaylarına takılmıyorlar..." Tabii yaaa, trafikte birazcık daha takılabiliriz n'olmuş, kahvem zamanında hazırlanmamış, gazeteler ellerimi boyuyor,,,, hayır işte, hayır...! Futbolu seven, böylesi gereksiz gerilim yapmıyor twitter'da...



Pardon arkadaşlar, pardon ! Seks, çok satmıyor twitter'da. Seksi cümleler attırmaktan geri duramayanlar, seksi kadın-erkek arayanlar, nafile bir uğraş içinde. Amerikalı 3 internet uzmanı, hesaplamış: Seksi yazılar, sadece seksi yazılar. Hiç de ilginç değil, çekici değil. Yazmak mı istiyorsun, yaz. Karşılığında ne alıyorsun biliyor musun... "Üff beee, amma da gereksizsin" yanıtı... Tweeter sana, kocaman bir sıfır puan veriyor.

Peki dedikodu yapalım... Hayırrrr... ! Meltem, kızmakta haklı : "Burayı msn'e çevirmenin anlamı nedir"... Tamam, karşılıklı iki çift laf edebilirsin ama 3 çift olmazzz. Anlamlı, öz, paylaştıkça çoğalan cümleler yazacaksın. İçinden gelenleri, dışındakilerle ölçüp tartacaksın. Hatta mümkünse tüm entel-dantel yanlarını, özelliklerini, ilgi alanını ortaya koyacaksın. İyi de niye ? Kocaman bir niye ? Who cares, kardeşim... Twitter'ın umurunda tabii... Twitter uzmanları, 'adam gibi paylaşım, dayanışma, sosyalleşme, reklam' olsun diye yaratmışlar bu 140 karakterlik yazışma halini. Profesyonel reklamcıların, profesyonel satıcıların mekanı esasen twitter. Senin, benim gibiler güzel güzel think-tank'lik cümleler atarsa ortaya twitter'dan 100 puan alabiliyor ancak. Benim saftorik, saftorik "New York'ta saat kaç acaba" diye yazıp da, iç dünyamdaki boşluğu dışa vurmamın twitter için hiçbir anlamı yok, yani. Eeee, hükümeti sorguya çekelim, muhalefete 'sen de kimsin' diye soralım, başbakanla konuşalım, cumhurbaşkanıyla birlikte internet yasaklarına karşı duralım... Bak bunlar, olur işte. Otur, insanlık adına, toplum adına hareket et. Bir işe yara... !

Anladınız mı twitter ne işe yarıyor? Hayır, tabii ki... Anlamadıkça, daha orada çooook çabalayacaksınız. Tweetter satırlarında anılarımızla buluşacağız birlikte, tavan yapan egoların yağmurunda beraber ıslanacağız. Kimbilir, "Baaak, yeşil yeşilll" şarkısını da birlikte söyleyeceğiz. İstanbul'dan Ahu'ya birlikte bağlanıp, güzelim boğaz havasını birlikte içimize çekeceğiz. Geyik diiil bunlar haaaa,, Chris'le iki gündür konuştuklarımdan çıkardığımı size özetlemeye çalıştım... "Profesyonel paylaşım, profesyonel diplomasi, profesyonel satış, profesyonel bir yaratışın internetteki yeni mecrası, twitter... " Çok sıkılmadan, bir şarkı mı dinlesek ne? Tıpkı, twitter'daki gibi.... Sezen Aksu söylesin: İhaneti sende gördüm, sende. Şiddeti gördüm, aşkı gördüm.... Yanarak içinden geçtim aşkın,,, kor olmadan küle döndüm... Çok salak-sapan birşeysin, bize de kendimizi birşey zannettiriyorsun... ama olsun.. ama olsun... hayatımızda twitter da olsun....

2 yorum:

Adsız dedi ki...

BURCU BİLGİN

1- Ya ben bu twittera bir türlü alışamadım, nedeni bendeki yankı hastalığı, kendi kendime konuşamıyorum, illa birileri de birşeyler söyleyecek.
2- Sanırım kısa ve öz yazamıyorum
3- Sadece 66 kişi var listemde, onlara da birşey söylediğim iddia edilemez
4- Ama ne güzel yazmışsın yaw, bu meretten çok hoşlanmıyor olmasam üye olasım gelir, üyeyim bu arada CB'nin tweetlerine bakmak için:)))
eline sağlık!!

Adsız dedi ki...

MELTEM ERTEN KOÇ

Hiloşum, ellerine sağlık, haklıyım ama di mi ya, abicim, twitter "yaz-sus" olmalı, düşün ve konuş ama sonra sus.. karşılıklı mesajlaşma olmamalı.. "antalya'ya gelldim, çok güzel"--"hoşgeldim, hava güzel mi" bu ne ya... burcu gibi yankı hastalığım olsa da, twitter'a yazmaya alışamamış olsam da twitter'ı seviyorum:))

Öne Çıkan Yayın

Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük

Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...