O sersemsepelek halde insan içinden "ne gerek vardı da şimdi, Ankara'ya geldim yeniden" diyor. Aradan bir uyku vakti geçiyor, bir adaptasyon süreci, Ankara yine şirin görünmüyor. Nerdesin New York, saat kaç orda, yağmurlu musun, nem mi kokuyorsun. Geride kaldın, geride kal. New York; al hatıralarımı, al fotoğraflarımı. New York; sevgilim kal, aptal aşık kal, özgürlük kal, sersemlik kal. Öylece kal, öylece...
Son New York fotoğrafımızı, tüm hatıralarıyla birlikte ben de buraya yerleştiriyorum. Bu yazıyı da, bu fotoğrafı da, sevinç içinde geçen New York gezimizin 'özgürlük heykeli' ilan ediyorum. Sevgili, Isabelle Eugenie Boyer kaldır bakalım meşaleni, tabletini oku.... Artık dul değilsin, bizimlesin. Yaşasın, özgürlük...
Gördüyseniz, bir daha görün. Görmediyseniz, yazııııık... Singer dikiş makinelerinin kurucusu Isaac Singer'in dul eşi Isabelle Eugenie Boyer'in modellik yaptığı bu özgürlük heykeli, 28 Ekim 1886'dan beri etrafına özgürlük saçıyor. Öyle mi öyle. Bindik feribota, Özgürlük Adası'na ulaştık. Feribota binmeden önce işkence vari bir güvenlik kontrolünden geçseniz de, yılmıyorsunuz. Özgürlük uğruna, soyunulur kardeşim. Soyun, çıkar herşeyini işte. Terör belasındandır bu soyunma halleri... yani, yaniiii...
Heykelimizin başındaki taçta 7 sivri uç, yani 7 kıta var. O sağ elinde tuttuğu tablete 4 Temmuz 1776 tarihi kazınmış. Ünlü Bağımsızlık Bildirgesi'nin tarihi. Bakır makırsın ama halen havalısın. Heykeli Amerika'ya hediye eden Fransızlar bile heykelin ününe kıskançlıktan, aynısını bir de Paris'e dikmişler. "Haydi, haydi özgürleşelim" derken, onlarca poz verdik kameralara. Güneşle birlikte özgürlüğün tadını çıkardık. Belki yalan, belki balon, belki şaka bu özgürlük kavramı ama inanasım var. İçimden geliyor, içimin içinden. Haydi, haydi New York...! Özgür kal, benim kal...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Öne Çıkan Yayın
Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük
Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...
-
Kız çocukları babalarından bahsederken sanki bir film kahramanından sözederler. O kahraman hırçın, korkunç, garip olabilir çoğu zama...
-
Türkiye’nin zencileri ve beyazları olmadı hiç. Kimse kimseye “senin rengin siyah” diye öfke beslemedi. Tüm çocuklar kardeşçe futbol oynadı s...
-
Simitçiye de sordum: Sen hangi sesi duyunca mutlu oluyorsun? “Her türlü günaydın bana hayat veriyor” dedi, kocaman gülümsedim. Onun sokağı...
3 yorum:
Aceleye gelmiş bu, özenmemişsin.... Her zamanki sıcaklık, akıcılık yok...
Sen çok daha iyi yazıyorsun normalde, ben beğenmedim, yeniden yaz!
Ayrıca Brooklyn Bridge'deki koşturmamızı da ilave etmelisin....
Jet lag durumundayım,,,,galibaaa.... New York tutulması yaşıyorummm,,,,notlarıma her muhteşem New York dakikasını sığdıramıyorummmm.... :)))
her yazın gibi içinde yine sen varsın çok güzel olmuş canım benim :))
Yorum Gönder