2 Eylül 2009 Çarşamba

Sayın Bakanım, ben sade içerim


“Şu Viyana notlarımı kayda geçirmeden önce ben demi bir Türk kahvesi içip, kendime gelsem” diye içimden geçirirken, çoktan elim telefona uzanmış resepsiyondaki şirine Avusturyalı’ya bana bir Türk kahvesi yapıp, yapamayacaklarını sormuştum. “Nayır, Nalan, nolamaz” derken, tıpkı Türk filmlerindeki gibi bu şirine, “İlle de kahve içecekseniz, neden cappucino ya da espresso olmasın. Göndereyim size bir kahve, Türk bölümünü unutursunuz” diye de ince bir espri yapmayı da ihmal etmemişti. (Bunlar, ciddi düşman mı ne) Hilalcim, bak burada öyle Türk kahvesi diye tutturmanın lüzumu yok. Şimdi yatarsın, kahveli bir rüya görürsün, yarın memleket topraklarına bastığında en kralını içersin. Hem Viyana’daki Türk büyükelçiliğinde içtiğin yetmedi mi. Gözün doysun, gözün…

Viyana kapılarından girdiğimiz ve Tuna boyunca hızla ilerlediğimiz sıralarda “Aaah napsak da, şu Avusturyalılarla bizim Türkleri kaynaştırsak” diye beyin cimnastiği yaparken, Başmüzakereci Egemen Bağış’ın gittiği her yerde zaman zaman Avrupalılar’a Türk kahvesi ikram etmesi fikri üzerinde accccaip bir geyik çevirmiştik. Kimisi “Yok abartmayın, bunun sonu gelmez. Adamı yakında bir piknik tüpüyle de gezdirirsiniz. Maymun mu yapcaksınız biz benim bakanımı” diye dalgasını geçiyor, kimisi ciddi ciddi “Arçelik’le konuşalım, böylesi bir fikre sponsor olsun” diye kafasını kaşıyor, tabii ki ben de “Yaaa kahveyi ben pişirsem, Bağış da ikram etse” diye eğleniyordum. Bu geyiğin üstüne kalkıp, bir de koskoca başmüzakereciyle, bakanla bunu paylaştık. Elalemin gavurunu sabırla dinleyen adam, bizi de dinledi, helal olsun. Gerektiğinde folklor kıyafetiyle sahneye bile çıkabileceğini söyleyip, kafa da buldu kendince ama…

Amaaa, aklının bir köşesine not etti. Bir gün önce Avusturyalılar’a “Sizi Türk kahvesiyle uyandıracağım” diyen Egemen Bağış, Viyana Üniversitesi’ndekilere de Türk kahvesi fincanı hediye etti. Hişşşt, ne haber şekerim. Sen o fincanı kullanmak için ya Türk kahvesinin nasıl yapıldığını öğreneceksin ya da sana kahve yapacak birini bulacaksın. Kaynaşacaksın, Türk’le kaynaşacaksın, kaçış yok… (Ortalık, buram buram Türk kahvesi kokarken şimdi ben nasıl uyuyacağım, bilemiyorum. İş mi yani bu şimdi…!!!)

Uyuyacaksın Hilal, değişeceksin. Ne dedi Selim Yenel. Evet, evet, hazır ol Ankara. Viyana büyükelçimiz yakında yuvaya dönüyor. İnanılır gibi değil ama Voltran’ın tüm bacakları, kolları tamamlanıyor. AB ekibi, gerçekten gözkamaştırıcı. Hımm, ne diyordum. Değişim. Ben tabii ki diyorum da, bunu Selim Bey’in de demesi gerçekten Türkiye’de de birtakım şeylerin değiştiğinin açık göstergesi. “Devletimiz değişiyor, zihniyetler değişiyor” deyip, Viyana’da 3. bir başkonsolosluk binasını, başmüzakereci Egemen Bağış’la birlikte hizmete açan Selim Bey, çıtayı aşmış, gerçek büyükelçinin nasıl olduğunu tarihe geçirmiştir. Devletin koskoca büyükelçisi, “Devlet değişiyor. Vatandaşla kaynaşıyor, ona birinci sınıf hizmet için çalışıyor” diyebiliyorsa, cesaretini ve inancını çekinmeden ortaya koyabiliyorsa olmuştur bu iş, olmuştur. Ha ha ha...Değiş Türkiye, değiş. “Büyükelçi oldum, hem Afrika’da çalışmıyorum, benim görev yerim AGİT, Nato, BM” diye hava atanlar da değişecek, “Yok, yok ben muhabir değilim. Ara ara köşe yazarım” diyenler de değişecek, “Hişşşt, elbiseni Beymen’den mi aldın, yoksa Samanpazarı’ndan mı” diyenler de değişecek. Ye kürküm ye dönemi bitecek. Baksana, adam bakan olmuş, başmüzakereci olmuş ama dinliyor bizi Avusturyalılar’a kahve ikram ediyor. Aşçıyla, şoförle, başkatiple, gazeteciyle konuşuyor, tartışıyor. Viyana Üniversitesi’nde kendisine yöneltilen soruları usanmadan, sabırla yanıtlayan Bağış’tan nasıl etkilendiğini “He’s a real main negotiator” diye söze döken Avusturyalı şirinenin hislerini şimdi, yani bu satırları yazarken daha iyi anlıyorum galiba… Avrupa’nın kafasına kazılıyor…”TÜRKİYE DEĞİŞİYOR” …Sayın Bakanım, bana da bir kahve lütfen, SADE.

2 yorum:

derindenizbaligi dedi ki...

Hilal'cim, Türk kahvesi falsız olmaz biliyosun. Kahve ikram ettiklerinize bir de fal bakıverirsiniz, kaynaşmayı o zaman gör sen. Yalnız bunun için AB gezi programlarınıza Elif'i de dahil edin bence :))))))) Elif de AB ile kaynaşma programının faldan sorumlu müzakerecisi olsun :))))))

Hilal Köylü dedi ki...

Elif kesinlikle AB ekibinin içinde. Egemen Bey, bir sonraki geziye Elif'i de davet edecek....

Öne Çıkan Yayın

Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük

Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...