13 Ocak 2010 Çarşamba

Danny Ayalon,,,,, Ayoooooool !!! Israel, lets drink milk !

Ayalon,,,,,,, Ayoooool ... ! Neyse ki, saatler gecenin 12'sini vurmadan, kapıdaki arabam balkabağına dönüşmeden, Dışişleri Bakanlığı'ndaki sevgili arkadaşlarım 'lahmacun mesaisi'ne geçmeden "özür" diledin de, hem kendini hem de bizi biraz olsun rahatlattın. Ama tam 2 günümü karın ağrısına çevirmene, telefonumun şarjını yalayıp-yutmana, diplomat arkadaşlarım nezdinde 'püsküllü bela' sıfatıma cila çekmene karşılık intikamım fena olacak, fena. Bak, gazetedeki haberlerime noktayı koyar koymaz, asıldım klavyeye. Sonunu hak getire ... !

"N'oluyo kardeşim, n'oluyo" diye sorarlar adama. Boyun mu uzadı, kariyerin mi parladı, alnın mı açıldı. Derkeeen, al sana ilk gol. Bana "Ms. Hilal, don't worry. Gazetenizin deadline'ı dolmadan Ayalon'dan özür mektubu gelecek, emin ol" diyen, bir İsrailli oldu. N'oldu Ayalon, n'oldu? Al sana ikinci gol. Gecenin bir köründe mesaj kusan internet kutumdan bir İsrailli arkadaşım seslendi: Ayalon'u gerçek İsrail sanma. Tükürdüğünü yalayıp-yutması yetmeyecek, gün gelecek burada sokak ortasında taşlanacak.

Yine de benim, 'vatansever' damarıma fazla kan pompalamamam gerekiyor. Yoksa, onca kahveden sonra uyku cidden haram olabilir, sabahın körü için planladığım pilates seansım suya düşebilir. Aaaa... Ben ne kadar temiz kalpli bir gazeteciyim yaaa... "Kahve" dedim, "Uyku" dedim, 'Uykudan önce kahvesi' için yine bir İsrailli arkadaşımdan davet aldım. Ayalon,,,, Ayol..... ! Farkındaysan, senin önce kendini İsrailliler'e sevdirmen gerekiyor. Bir daha böylesi atraksiyonlara kalkışmadan önce bir düşünürsün, kaşınırsın umarım. Yoksa devreye Cumhurbaşkanı Gül girer, bir diken batırır sana, kanarsın... Acı, acı kanarsın... !

Şimdi Ayalon krizini özet geçiyorum sevgili okurlarım. İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı oluyor kendisi. Danny Ayalon. Çağırdı, İsrail parlamentosundaki odasına Türkiye'nin Tel-Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol'u, kendisininkinden 25 cm 'alçak koltuğa' oturttu. Hem de kameraların gözü önünde. "Biz yüksekte oturuyoruz" diye kin kustu. Hem de İbranice. Çelikkol, 'teneke kol' gibi eğilip, büküldü, hatta yamuldu. İbranice de bilmiyor ya, kameralara boş boş baktı, durdu. Tüm dünya bu görüntüyü, "Türk büyükelçisi aşağılandı" haberleriyle gördü. Ardından Türkiye'den 'kınama' yedi İsrail. Kendisinden özür bekleyen Ankara'ya doğru düzgün yanıt vermeyince de, Cumhurbaşkanı Gül devreye girdi. "Heeeeyt" çekti Gül önce, sonra Ayalon'a yapıştırdı: Ne yaptığını bilmez adam. Gül, bir daha kükredi: Özür gelmezse, büyükelçiyi geri çekeriz. Sonraaaa, saatler kuş oldu uçtu, uçtu....kuşlar oldu, uçtular, uçtulaaaaar.... Ve Gül'ün bu restine karşılık Ayalon oturdu yazdı, özür mektubunu. Çelikkol'a "Sevgili Türk Büyükelçisi" diye seslendi adeta: Sizi küçük düşürmek gibi bir niyetim hiçbir şekilde yoktu. Girişimimin yapılış biçimi ve algılanışı nedeniyle özür dilerim. Lütfen bunu büyük saygı duyduğumuz Türk halkına iletiniz.

Daraldım. Daraldımmmm, daaaa.... Ben niye 'uykudan önce kahvesi' içiyorum ki....'Uykudan önce sütü' içmem gerekiyor. Pardon, gelemeyeceğim. Size de şiddetle Atatürk Orman Çiftliği sütü tavsiye ediyorum. Hem gerginliklerin uykunuzu tırmalamasını engelliyor hem de pilates öncesi iyi gidiyor. Kahve  sonra... Çok sonra. (Tabiii, bir de madalyonun Erdoğan yüzü var... O da sonra ... ! )

1 yorum:

mürşide dedi ki...

benim ensevdiğim diziler ayrılık ve kurtlar vadisi dizileri.deli arkadaşım Danny'e sesleniyorum buradan odizilerin yakasını bırak lütfen.o diziler den değil ama deliolan israilli arkadaşım DANNY AYALON yüzünden isrtail karşıtı olabilirim İSRAİL'in delisi uslan artık

Öne Çıkan Yayın

Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük

Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...