“Tanrım, halkımızı her zaman kurtaran mucizeleri yarattığın için sana teşekkür ederiz.”
“Tanrım sana Hanukkah ışıkları için teşekkür ederiz. Bu ışıklar bize hürriyetimizi koruma cesaretini versin.”
“Tanrım, ailemizin bu mutlu günde toplanmasını sağladığın için sana teşekkür ederiz.”
Bunlar ilk gün duaları. İlk gün mumları. Bu dileklere kim ortak olmaz ki, diye düşünmeden edemedim. Pek de farkımız yok birbirimizden. Ama onlar Yahudi, biz Müslüman. Ama beraberiz işte. Din dediğimiz şey garip birşey, hem birleştirici hem ayırıcı.
Evet, Yahudiler bu ara ‘ışık bayramı’ ya da ‘aydınlanma bayramı’ da dedikleri Hanukkah Bayramı'nı kutluyorlar. Geleneksel olarak hemen her yılın son günlerine denk gelen Hanukkah Bayramı, aslında 2 bin yıl önce Yahudilerin Helenlere karşı mücadelesini anlatıyor.
Amid var İsrail’in Ankara Büyükelçiliği’nde. Sanki onunla yıllardır Hanukkah kutlar gibiyiz. İşte yine bizi evinde biraraya getirdi. Kim der ona sadece bir diplomat. Basın işlerinden sorumlu bir diplomat. Belki de daha ötesi. Ama bu Ankara'daki son Hanukkah'sı. Taktı kafasına kipayı, eşi ve çocuklarıyla başladı Hanukkah duaları etmeye. Çoğu Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman konuklar da, onların dualarına eşlik etti. Mumlar yanıyor ışıl ışıl ve insanlar mucizeler için Tanrı’ya teşekkür ediyor.
Mucize var mı? Sormasam daha iyi. Herkesin mucizesi kendine. Nasıl herkesin Tanrı’sı kendineyse.
Yahudiler M.Ö 175 yılında Helen ordularının taarruzu ve tacizi altındaymışlar. Helenler her yeri yakıp yıkarken, Yahudiler de taarruz altındaki kutsal mabedlerine girip kandil yakmak istiyorlar. Giriyorlar da. Ama sadece bir güne yetecek kadar yağ buluyorlar. Ve fakat bir mucize gerçekleşiyor ve kandil 8 gün boyunca yanıyor. Yani, o günden bugüne Hanukah mumları yılın bir dönemi tam 8 gün boyunca yanıyor. Bayram günleri bu. Mumlar yanarken, bir yandan mucizelerin arkasında hep Tanrı’nın yer aldığı hatırlanıyor, diğer yandan da yağın suya karışmadığı gibi Yahudilerin de her zaman asimilasyona karşı duracağı vurgulanıyor.
Madem bayram günü. Türkiye kökenli İsrail Büyükelçisi Gaby Levy’le ve Amid’le bir fotoğraf çektirelim değil mi. Sonra özel Hanukkah tatlılarından yiyelim. Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım. Haaa, bir de teşekkür edelim. Ne için mi? Yanan mumlardaki ışığı görme yeteneğimiz için, içimizde oluşan sıcak duygular için.... Edelim işte...
2 yorum:
Sevgili Hilal Köylü,
Yazının sonundaki "bir de teşekkür edelim. Ne için mi? Yanan mumlardaki ışığı görme yeteneğimiz için, içimizde oluşan sıcak duygular için.... Edelim işte..." satırlarına ve de o mumlar yakılırken edilen dualara tüm kalbimle katılıyorum.Işığı görme yeteneğimizi hiç kaybetmeyelim, o ışık dünyaya ve de tüm insanlığa yayılsın. İçten satırlarına da teşekkürler.
Zeliha
sionist zibidilerle yediginiz her lokum zehiri zakkum olsun!onlar kafaniza sicarken siz onlara hala canak tutun bakalim. mazeltof!
Yorum Gönder