Bu kez sadece yepyeni bir hafta değil, yepyeni bir hayat başladı benim için.
Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı'ndan mezun olup da, gazetecilik üzerine "doğruluktan hiç şaşmayacağım" sözü verdikten hemen sonraydı Radikal'le buluşmam. Radikal yeni doğuyordu, ben de üniversite yıllarım boyunca biriktirdiğim küçük gazetecilik provalarımı ilk kez profesyonel hayata geçiriyordum.
Sonra ışık hızıyla geçen yıllar. Radikal'e 'hoşçakal' diyenler, demek zorunda kalanlar, hayatını kaybedenler bir bir geçiyordu sahneden. Türk gazetecilik tarihinin 'en kurt' ve 'en iyi kalpli' gece şefi Taygan Abi'mizi kaybettiğimde de Radikal'deydim, gazetecilikte başlı başına bir okul olan 'Adnan Abi'mizin kimilerini çılgına, deliye çeviren önlenemez yükselişinde de ordaydım. Muhteşem gidişinde de orda. Adnan Abi'miz, gazeteciliğin patron onaylı sertifikayla yapılan bir meslek olmadığını, aksine patrona, büyüğe, küçüğe vizyon katarak hayata geçirildiğinin en güzel örneği oldu hepimiz için.
Şimdi genel yayın yönetmenliğini bıraktı. İsmet Berkan. O,,,, (bak şimdi bir Teoman parçası geldi aklıma.. : O, uzaktan bakardı bir yabancı gibi..) ama hep içimizdeydi. Kimin gazetecilik aşkıyla tutuşup, tutuşmadığını çok iyi anlardı. Ama bu meslekte hep sevgi, hep sevgi derdi. Herkes de biliyor ki, o da genel yayın yönetmenliğini 'sevgi içinde' bıraktı.
Adını hep hatırlayacaklarım, hep anacaklarım oldu. Radikal'de tam 14 yıl geride kaldı. "Bu nasıl bir Radikal aşkı" diye çoğu zaman benden çok isyan edenlere aldırış etmeden geçti yıllar. "Ben size haber yazmanın ne olduğunu göstereceğim. Ben herşeyi sizden daha çok bilirim" diye yumruğunu öfkeyle masaya vuranlara aldırış etmeden geçti yıllar. Yıllar, o yumrukları masalarda bıraktı. Yıllar; gazetecilik aşkıyla dolup taşanları, öğrenmeye aç güzel gazetecileri "Sana son bir şans daha tanıyorum" tehditleriyle yıldırmaya çalışanlara aldırış etmedi. Yıllar, kendinde gidenlere 'hoşçakal' deme cesareti bulamayanları, hep cesaretsizliğe hapsetti.
Dün, ofisimdeki duvarımdan indirdiğim Uğur Mumcu ile yeniden gözgöze geldim.Aynen şöyle yazıyordu tabloda. Hemen her gün okuduğum tabloda : Kimi ölüler bize ne kadar da yakın / yaşayanların bir çoğu ne kadar da ölü... Çok değil, toplasan bir-iki yaşayan ölü vardı çevremizde. Radikal'i kendi içine kapatmaya çalışan bir-iki ölü. Radikal'i yeniden canlandırmaya çalışan capcanlı bir isim kalkmış gelmiş ama şimdi : Eyüp Can. Yaşayan ölüler belki bu kez anlayacaklar Radikal'in kötülükler imparatorluğu olmadığını, belki bu kez anlayacaklar...
Hepinize yepyeni bir hafta ve yepyeni bir hayat diliyorum. Ve tabii ki yepyeni bir Radikal....
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Öne Çıkan Yayın
Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük
Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...
-
Kız çocukları babalarından bahsederken sanki bir film kahramanından sözederler. O kahraman hırçın, korkunç, garip olabilir çoğu zama...
-
Türkiye’nin zencileri ve beyazları olmadı hiç. Kimse kimseye “senin rengin siyah” diye öfke beslemedi. Tüm çocuklar kardeşçe futbol oynadı s...
-
Simitçiye de sordum: Sen hangi sesi duyunca mutlu oluyorsun? “Her türlü günaydın bana hayat veriyor” dedi, kocaman gülümsedim. Onun sokağı...
21 yorum:
Yenilenmekten, tazelenmekten korkmamak lazım.. Ben, senin yeni hayatında üreteceklerini merakla, heyecanla ve sabırsızlıkla bekliyorum arkadaşım.
hayat farklı yollarda açıyor insanlar o yolu bilipte , o yoldan geçmeye cesaret edene... sen cesaret edenlerdensin o yolu senin için mutluluklarla sevinçlerle sevdiklerinle olmasını dilerim.. canımmm hiloşummm seni çook seviyorum:)
MUSTAFA ABADAN
ZAFERE UÇARSIN KARTALLAR GİBİ:Kartallar kuyrukları ve kanatları geniş, bacakları tüylü iri yırtıcılardır. 2-3 yılda erginliğe ulaşırlar. Uçuşta sıkça dönerek yükselirler. Belirgin parmakları( el teleklerinin uçları) yukarı kıvrılır. Ormanlar ve dağlarda yaşarlar. Kaya girintilerinde ve ağaçlarda yuva yaparlar. Tek eşlidirler. Hayatları boyunca eş değiştirmedikleri gibi her yıl aynı yuvayı kullanırlar. Yuvaları genellikle kolay ulaşılamayacak yerlerdedir.yuvayı bıraktıkları bir yada birkaç yumurtanın kuluçka dönemi 6-8 hafta sürer.yavruları yavaş gelişir. Ve ancak 3-4 yaşına giren kartalların erişkinlere has tüyleri çıkar. Önemli özellikleri çok uzak bir şeyi yakın görürler.
Kartal kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır. 70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır.Ancak bu yaşa ulaşmak için 40 yaşındayken ciddi ve zor bir karar vermek zorundadır.
Kartalın yaşı 40’a ulaştığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir,bu nedenle beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir.Gagası uzar göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ağırlaşır.Tüyleri kartlaşır., kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır.Dolayısıyla kartal burada 2 seçimden birini yapmak zorundadır. Ya ölümü seçecektir yada yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğslüyecektir. Süreç 150 gün sürer Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar.orada kaya duvarda artık uçmasına gerek olmayan yerde yuvasında kalır.bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert şekilde kayaya vurmaya başlar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. gagası çıktıktan sonra bu yeni gagayla pençelerini yerinden söküp çıkarır.Yeni pençeleri çıkınca kartal bu defa eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kendisine 20 yıl veye daha uzun süreli bir hayat kapısı açan değişimin ilk uçuşunu yapmaya hazır hale gelir.
Hayatımızda sık sık yeniden doğuş süreci yaşamak zorunda kalırız. Zafer uçuşunu sürdürmek için bize acı veren eski alışkanlıklarımızdan ,geleneklerimizden,hatıralarımızdan kurtulmak zorundayız.Ancak geçmişin gereksiz olaylarından kurtulduğumuzda yeniden doğuşumuzun getireceği fevkalade sonuçlarından tam olarak faydalanabiliriz. Pes etmek yok, sana yepyeni bir hayatın kapısını açacak değişimi yaşa ve ilk uçuşunu gerçekleştir.
Hilalciğim, bu benim Anadolu Ajansı'ndan emekli olduğum zaman tüm arkadaşlarıma gönderdiğim bir yazıydı. Gördüm ki sen de yepyeni bir hayatın başlangıcındasın; TÜM KURTULDUKLARIN VE YENİ TUTANACAKLARIN İÇİN SANA YAZDIM. Sevgiyla kal kardeşim. M.ABADAN..
Hilal'cim,
Sen yoluna nasılsa devam edersin, bildiğin yolda...
Ama ben Eyüp Can'ın gazeteye getirebilecekleri konusunda senin kadar iyimser değilim. Ortada en kıymetli "muhabir"lerini kendi eliyle kaybetmiş/göndermiş bir gazete var.
Yine de Türkiye basını için iyisini dileyelim tabii ki.
Senin yolun açık olsun, olacağına inanıyorum tüm kalbimle...
e.
Sevgili Hilal, Abadan, zafere uçan kartalları anlatmış ne güzel.. Ama bence Albatros kuşlarını örnek al.. Onların kanatlarını açmaları uçmaları için yeterli. Süzülür dururlar gök yüzünde. Rüzgara aldırış etmeden. Günlerce hatta aylarca hiç durmadan uçabilirler. Bir de uzun yaşarlar. Aç kanatlarını Hİlal, seni savurmak isteyen rüzgarlara aldırış etmeden. Menzilin uzun senin.
Hem Uğur Mumcu'nun bir sözü daha asılıydı duvarında.. 'Güçlüden yana olmak insanı......'
Kanatların seni ulaşmak istediğin yere taşıyacaktır.. Yolun açcık olsun arkadaşım..
"Güçten yana olmak insanı korkak ve dönek yapar. Çünkü güç merkezi değiştikçe o da, fırıldak gibi döner".... Hatırladığınız ve hatırlattığınız için çok teşekkürler İSMET Bey.....
Telefon açıp da, "Yorum yazdım ama adımı girmeyi başaramadım" demeniz bile sizin yeniliklere ne kadar açık olduğunuzu gösteriyor. Bana öğettiğiniz onca şey için teşekkürler... eveeeet, sizin de benden öğrenecekleriniz varrrr... :)))
CEMAL ERSEN
hiç pişman olmayacaksın kardeşim... Eminim çok daha güzel olacak pek çok şey.
MELTEM GÖNENÇ ERYILMAZ
"işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken hiç umut yokmu
umut umut umut... umut insanda, Nazım Hikmet", daha önce olduğu gibi bundan sonra da yapacaklarını, yazacaklarını büyük bir beğeni ve gururla izleyeceğim sevgili Hilal'ciğimmmm......
CENGİZ OĞUZ GÜMRÜKÇÜ
Valla fikrimi söylemeden geçemeyeceğim: Radikal sen varken neşeli renkli bir gazeteydi sanki.. Ama artık siyah beyaz ve sıkıcı bir hal aldı.. Blogunla beraber neredeysen orayı takip edeceğime emin ol :)
Seni kaybedenler düşünsün..
Selamla..
Sevgiyle..
Yüzüklerin Efendisi kitabında bir pasaj vardır, Frodo ve Gandal arasında:
"Yaşayan pek çok kişi ölümü hakeder. Ölülerin de bazıları yaşamı. Yaşamı onlara verebilir misin? Ölüm hakkında karar vermekte aceleci olma. En bilgeler bile sonu göremez."
Sonunu göremediğimiz bir hayatta, yaşamayı sonuna kadar hakedenlerden olalım. Hele ki senin mesleğinde...
hilalcım hiç üzülmedim , things can only get better, sen daha iyi bir sayfa açarsın, ben de bir kaç gündür diyordum ki bu radikalde tuvalet kağıdına döndü, ee varmış bir nedeni
MAHMUT GÜRER
Çok daha güzel haberleri, çok daha güzel günlerde ve yerlerde yapacağına eminim... Cengiz Abi'nin de söylediği gibi seni kaybedenler düşünsüüün...
Cemal abi çok haklı Hilalciğim, inan hiç pişman olmayacaksın.. "Yeni Hayat" ve "yeni başlangıçlar" her zaman heyecan verici ve güzeldir.. E sen de o güzelliklere herkesten daha layıksın.. tadını çıkar.. seni kıran, mutsuz edenler oturup dövünsünler şimdi... her şey güzel olacak "Yeni Hayat"ta inan... sevgiler...
Haydi gözün aydın, hayırlı olsun...
Huzurlu olacağın, yaratıcılığını, enerjini ve zekanı kullanabileceğin yeni bir işe ilk fırsatta başlayacağından eminim...
İnşallah yine o eşsiz muhabbetleri yapacak zaman ve mekanları paylaşabileceğimiz kadar yakınımda olursun...
iyi ki gitmişsin... zaten yakaladığın hiç bir "özel haber" olmamıştı...
Canim benim..... ne guzel yazmissin canim arkadasim....yeni hayatinda neler uretecegini keyifle ve sabirsizlikla bekliyorum..... YOLUN ACIK OLSUN........ Seni seviyorum...
Dear Hilal,
I've been following your 'notes' (in facy they're more than notes for me) for aa while. I need to confess that I do adore your writings with yuor nice genre, they show what a great journalist you're..
In the future I'll be a journalist, but I'm not sure of that I'll be lucky like this age's journalist... Future constitutes much jeopardy than now... I'm afraid of being a journalist in this era...
Some can wonder why I don't write in Turish and I'd rather an international language.. If I use my language to tell my tortures, I cannot be successful like you an dthe oyher great journalist, I'm too young to be able to write in Turkish..
I wish you the best,
Sincerely...
Heyyyy,,,, come on!!!! Look at your writing.. You're skills... :))) You're writing in English dear. Its really great. If you want to do sth, you can do... Just want and keep going... All the ways are yours. I started to read your blog post and they're all awsome... :)))
Hilal'cim,
Yeni bir hayatı kucaklamaktan korkmayanlar, hayatı gerçekten yaşayanlardır.
Senin de onlardan biri olduğunu zaten biliyordum. Yeni güzelliklere (her anlmda) yelken açacağından eminim.
Çok sevgiler
Elif
Yeni Hayat,sana çok güzel şeyler sunacaktır. Bundan eminim. Senin gibi gazeteciler kolay yetişmiyor. Bundan sonra, çok daha güzel yerlerde ve tabii ki blog'unda her zaman takipçin olmaya devam edeceğiz :)
Canim benim..... ne guzel yazmissin canim arkadasim.... Darling, yeni hayatinda neler uretecegini keyifle ve sabirsizlikla bekliyorum..... YOLUN ACIK OLSUN........ Seni seviyorum...
Yorum Gönder