6 Ağustos 2010 Cuma

Croquet in British garden... Topa vuruyorum, vurdum...

Sağımda yakışıklı Alex, solumda sweet David Reddeway. Ortadaysa croquet ( krokee diye okuyoruz, t'yi yutuyoruz) şampiyonu olmak üzereyken, sıcaklardan bay gelmiş Ankara'yı bir anda çarpan yağmurla birlikte şampiyonluğu bir başka oyuna erteleyen Hilal duruyor. Ama bak, ben gönüllerin şampiyonuymuşum. Bunu bizzat sweet Reddeway'den duymak da, hani zaman zaman etrafımda hafif 'ukala, egoist, narsist' diye adlandırılan ruhuma pek iyi geliyor.

Elimizde tatile çıkacak bir büyükelçi var. Daha geçenlerde artist başbakan David Cameron'un Ankara ziyaretinden gönül ferahlığıyla çıkmış bir büyükelçi. Yüzünde güller açan bu büyükelçi, yani sweet Reddeway İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi David Reddeway. Gençlerle toplanmış, kriket ve golf karışımı diye bilinen croquet oynamaya çalışıyor. Bak bak, bu krokee diye okuduğumuz oyun, asil İngiliz milletinin aslında 'üst sınıf' insanına mahsus bir açık hava oyunuymuş. Benim 'hiç anlamam' diye tutturmamın çaresi yok. Sweet Reddeway, herkese ama herkese oyunun kurallarını tek tek anlatıyor: Bacaklarını aç bakalım, yere paralel. Eğil aşağıya, topa konsantre ol, sopayı salla ve önce karşıdaki topu hedef al, sonra yere saplanmış küçücük demir kaleye kilitlen.Yemyeşil büyükelçilik bahçesi  uzansın, gitsin önünde. Oluyor valla. Bizim iyi oyuncular olduğumuz tabii ki tartışılır ama Reddeway'in sıkı bir öğretmen olduğu apaçık. Tatil öncesi de, bizimle form tuttuğu kesin.

Anlı şanlı Britanya'nın Başbakanı Cameron daha geçen hafta Ankara'dayken, Avrupa Birliği'nin geleceğe en büyük yatırımının Türkiye'nin birlik üyeliğine açık destek vermek gerektiğini "Tabii ki Türkiye" diye bağıra, bağıra dile getirmişti hatırlayın. Türklerle kaynaşırken, Avrupa'daki anti Türk tiplere, yani Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'e, Alman Şansölye Merkel'e "Türkiye'yle uğraşmaktan vazgeçin" notası vermişti. Sanki, karizma Tony Blair, top model Miliband'in izinden gitmişti. Gitmemiş miydi? Şimdi ben de, bu krokee'nin arasına siyaset sıkıştırmazsam, olmayacak. Ama sweet Reddeway, benimle hem top oynamaktan, hem de diplomatik analiz yapmaktan çok mutlu. Bu sefer farklı bir boyutu var İngiltere'nin Türkiye aşkının. Ekonomik kriz içindeki Avrupa, Türkiye'yle işbirliğine büyük umut bağlıyor. Aşkımız çok duygusal yani, dercesine bakıyorum büyükelçi Reddeway'e. Sonra da diyorum ki, "Belki çözersiniz Kıbrıs sorununu bu kez"... İşte o anda top, o küçücük kaleden geçiyor sanki.... "Çözüm geliyor. Yakında, çok yakında..."

Bu krokee'yi yine oynamak lazım. Eeeee,,,, oyuncular güzel, bahçe yemyeşil, Reddeway'ler harika... Tamam Alex, bir cin-tonik daha....

1 yorum:

Adsız dedi ki...

MELTEM ERTEN KOÇ

arkadaşım süper olmuş, büyükelçinin nezaketi, alex'in süper başarısı... müthiş bi akşamdı

Öne Çıkan Yayın

Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük

Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...