Şimdi yine hayatımın en sevdiğim eylemini yapmak üzere
bilgisayarın başına geçtim. Hem de bu kez can yakan konuları kaleme
almayacağım. Heyecan içindeyim. Tatlı insan yüzleri geçiyor gözlerimin önünden: Hayatın tüm acımasızlıklarına, kötü insanlara karşın tatlı tatlı gülümsemeyi
başarmış insanlar…
Sevgili Deniz Hanım, sizinle tanıştığım için derin bir
mutluluk içindeyim. Gözlerinizin güzel ışıltısı bana hayatın tatlı yanlarını
çağrıştırıyor yeniden. Umutsuzlukları bir kenara bırakabilirim sizi düşünürken,
kendime nefis bir kahve yapabilirim... Yaptım bile !
Oh… Bu nasıl nefis bir kahve böyle,,, diyeceğim diyemiyorum.
Aklıma Deniz Hanım’ın yaptığı kahveler geliyor. Tatlı Festivali ne iyi etti de
bizi buluşturdu. Deniz Hanım’ın çok nefis bir kahve minibüsü var. İçinde sarı bardaklar.
Aç minibüsü kahve masası olsun, kahveseverlere ver gitsin ! Yok, böyle değil.
Nasıl ? Minibüsten kahve ikram etmenin de incelikleri var. Her kahve isteyene
tatlı tatlı gülümseyeceksiniz her şeyden önce. Ne var bunda? Pardon da, herkes
öyle tatlı tatlı gülümseyemiyor.
Meme kanserine karşı güçlü bir savaş veren,
basket sahalarında kariyerini hakemliğe kadar taşıyan Deniz Hanım, İzmir ve
İstanbul’da sokakları arşınlayan Manivela CoffeeTruck’u (Bu; kahvenin markası)
Ankara’ya getirmeye kararlı. Sevgili Bilkent Station yönetiminden onay çıkarsa
olacak bu elbet ama bu güzel minübüsü, iyi kahvenin en iyisini sunan Deniz
Hanım’ı 3 günlük Tatlı Festivali’nde herkes çok tuttu. Ben, kendisine hayranım.
Hayat beni savurdukça sağa sola, o minibüs diyelim geldi Ankara’ya, kendimi
sarı bardaklara vereceğim. Galon galon iyi kahve içeceğim. Deniz Hanım’ın da
söylediği gibi belki de bizi hayata bir kahve minibüsü bağlayacak. Hiç düşündün
mü sevgili okur, mutluluk sarı bir kahve bardağında olabilir… Olabilir, ben
inanıyorum.
Siz nasıl arkadaş oluyorsunuz yeni insanlarla bilmiyorum ama
ben samimi bakışlardan çok etkileniyorum. Esra ve Rana da tıpkı Deniz Hanım
gibi dünya tatlısı bakışlara sahip iki insan. Kadınların ekip olmasının sürekli
zorlaştığı günümüzde ekip olmakla kalmamışlar, birlikte bir iş kurmuşlar. Tatlı
işine girmişler. Ortaya Marifetli Anneler çıkmış. Tam üç gün boyunca Bilkent
Station’da bütün Ankara’ya yaptıkları kekleri, milföylü pastaları, yalancı
profiterolleri, balları, bademleri ikram ettiler. Benim sevgimi kazandılar.
İstanbullu bu arkadaşlara bayılıyorum. Ciğerlerimi parçalayan haberlerden,
küstah gülüşlerden, acımasız bakışlardan sıkıldıkça onların internet sitesine
girip yeni yeni tatlılar yapacağım. Elbette ki paylaşmak için. Hayat,
paylaşınca güzel unutmayın. İyi ki
varsınız Esra ve Rana. Benim tatlı Marifetli Annelerim. Ayrıntılı bilgi veriyorum: www.marifetlianneler.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder