"Ayrılııııık.... amannn ayrılıkkkkk...." Bir de şarkının dediği gibi 'yaman'dır ayrılık. İster sadece 3 yıllık bir aradan sonra olsun, ister 21 yıl aradan sonra. Hepsinde yamandır işte. Hele de Türkiye'den ayrılık. Çok sevgili patronunuz, incelik eder sizi çalışma arkadaşlarınızla biraraya getirir, onlara 3-5 kelime edersiniz, bağrınızdan kopup gelenleri söylersiniz.. : "I love Turks..... " Anlamı, daha bir derindir, derin... "Türkleri çooooook seviyorum. Hayatımın neredeyse en güzel yıllarını Türkiye'de yaşadım..."
3'ü birden Türkiye'den ayılıyormuş. Amerika'nın Ankara Büyükelçiliği Kültür Ataşesi Craig Dicker, yardımcısı Bill Henderson ve bizim Haldun Abi'miz. Topla valizini al başını git Washington'a. Mr. Dicker, böyle yapacak ama kalbi Tükiye'de kalacak. Aklı burda olacak. Gülümsemesiyle eminim Ankara'daki herkeste pozitif etki bırakan Mr. Henderson, "Şimdi Kiev zamanı" diyor. Aynı zamanda sıkı bir blogger olan, kültür ve sanat alemindeki incecik zarifliklerden tutun, en sağlam mekan ve etkinlik eleştirmeni olan, sinema-kitap eleştirileriyle pekçok okuyucunun sıkı takip ettiği Haldun Abi'miz de Washington'a gidiyor. 21 sene büyükelçilikte basınla ilgili her işte emeği var.
Kadehler kalksın bakalım 'ayrılık' için. Gelelim patron, yani Basın ve Halkla İlişkiler Müsteşarı Thomas Leary'le yanyana ve sevdiklerimize "Güle güle" diyelim. Yalnız burada en dikkat çekici olan; yapılan tüm konuşmalarda Türkiye sevgisinin kendisini aşırı dozda göstermesi. Demek ki, kamuoyları yani Türk insanı ile Amerikan insanı çooooktan kaynaşık olmuş. Amerikan hükümetinin ya da Türk hükümetinin insanları kaynaştırmak amacıyla yaptıkları çalışmalardan çok bir elektrik çarpması var bu iki kültürün insanlarında. Konuşurken böyle iki kültürün yakınlık derecesini yine bir büyükelçilik çalışanıyla dedi ki,,, aynen dedi ki,,, "Türkler, insanları bağırlarına basmayı çok iyi beceriyorlar, çok içten yapıyorlar, doğalarında var... Ve sevilmek, içten sevilmek en çok Amerikalılar'ın hoşuna gidiyor...." Ama ben ekledim,, "Kimin hoşuna gitmez ki..... Güle güle Türkiye, güle güle... "
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Öne Çıkan Yayın
Aradığınız sakinliğin adresini veriyorum : Göynük
Kaçıp, gitme dürtüsünün içimizi günde milyon kez yokladığı, dahası içimizi zonklattığı dönemler bunlar. Hep bir mayhoşluk, hep bir serse...
-
Kız çocukları babalarından bahsederken sanki bir film kahramanından sözederler. O kahraman hırçın, korkunç, garip olabilir çoğu zama...
-
Türkiye’nin zencileri ve beyazları olmadı hiç. Kimse kimseye “senin rengin siyah” diye öfke beslemedi. Tüm çocuklar kardeşçe futbol oynadı s...
-
Simitçiye de sordum: Sen hangi sesi duyunca mutlu oluyorsun? “Her türlü günaydın bana hayat veriyor” dedi, kocaman gülümsedim. Onun sokağı...
2 yorum:
Gule gule.... ne gun ama icine ne kadar cok vedayi aldi.... Gule gule... ama tabiki hemen arkasindan da HOSGELDIN!!!!
Güle güle arkadaşlar, güle güle... Yolunuz açık olsun... Yine bekleriz...
Yorum Gönder