Şimdi size bir kıyak geçeceğim. Hem ruhunuz hem de karnınız doyacak.
Üstüne nefis bir kahve içebilirsiniz ya da benim yaptığım gibi sufle yersiniz.
Tercihi size bırakıyorum.
Ruh doyar mı, doyar. Salak salak markaların peşinde
koşmuyor, hava atacağım diye elinizde aptal kahve bardaklarıyla dolaşmıyor, cilalı
iki laf edip de cümlelerin içini boş bırakmıyorsanız ruhunuzu beslemeyi
birazcık olsun biliyorsunuzdur. İç sesinize, önsezilerinize ve elbette ki
birikiminize güvenin. Aynaya bakın ve kendinizi görün. Sesleri, ritimleri,
kokuları takip edin. Unutmayın; hayat kısa, kuşlar uçuyor.
8 yaşından beri makarna yapan bir adamla tanıştım.
Profesyonel futbolcu olabilirmiş ama hayat ona hep ‘makarna’yı işaret etmiş.
Makarna işinde öyle bir kariyer yapmış ki; bugün bir yandan Ankara’nın en nefis
makarna evi Niyokki Makarna’yı işletiyor, bir yandan hayatının kitabını
yazıyor, bir yandan Hacettepe, ODTÜ, Bilkent ve daha onlarca üniversiteden
yüzlerce öğrenciye gastronomi dersleri veriyor. Bu dersler hem de onun kendi
dükkanında oluyor. Nasıl, ruhunuzu birazcık olsun beslemeyi biliyorum değil mi?
Sevgili okurlarım, size reklamın kraliçesini yapacağım. Özüyle, sözüyle enfes
bir reklam. Neden mi? Aldığım haber
kokusunu takip ettim. Ortaya size anlatacağım nefis bir yaşam öyküsü çıktı. Bu
öyküyü gidip de adresinde siz de yaşayabilirsiniz. Boşuna demedim: Hem ruhunuz
hem karnınız doyacak.
Ufuk Bıyık. Niyokki Doğal Makarna Evi’nin sahibi. Her
şeyiyle ona ait bir mekan ve her şeyiyle her ziyaretçisini çarpan bir mekan.
Ufuk Bıyık beyefendinin deyimiyle “Hem bir fabrika hem bir restoran hem de bir
market”. Yıllık makarna tüketiminin kişi başına 2-3 kilogram olduğu Türkiye’de
obezite oranı yüzde 50’nin üzerindeyken, yıllık makarna tüketiminin 50-60
kilogram olduğu Avrupa’da obezite oranı yüzde 1. Doktor, bu ne? Bugüne kadar
yediklerimiz makarna değil de ondan. Hepsi yaramaz, hepsi yaramaz. Size bir
bilgi daha: Dünyadaki en iyi durum buğdayı Kanada’da ve Türkiye’de. Bu durum
buğdayı kullanılsa makarnalar için, o kadar kilo almayacağız yani. Durum
buğdayı o kadar sağlıklı esasen. Ama biz Türkler, var biz doğal olamamak.
Kaynaklarımızın kadrini, kıymetini bilememek. Ufuk Bey ise durum buğdayından un
kullanıyor. Semolina unu. Öğrenin bunları, yoksa çok şey kaybedersiniz.
Semolina unu da, kilo yapmıyor arkadaşlar. Besliyor ve mutlu ediyor. Ufuk Bey
alıyor bu semolina ununu, pancar ya da ıspanak örneğin, sebzelerin suyuyla
karıştırıyor. Pancarın ya da ıspanağın aroması değil de vitamini geçiyor
makarnaya. Un oluyor, lezzet hamuru. Sonra o hamur, özel makinelerde kesiliyor,
doğranıyor ve rengarenk, taze taze makarnalar çıkıyor ortaya.
Şimdi siz gittiniz diyelim Niyokki Doğal Makarna Evi’ne.
Sipariş verdiniz; 3 renk, 5 peynirli tortelloni ya da Sibyeli Ravyoli ya da
Porçini mantarlı tortelloni. İşte o an, makarna hamurunuz sizin için özel
yapılıyor. Her şey bir anda oluyor. Ufuk Bey’in dükkanında yarattığı büyü,
makarnaya nüksediyor. Özel soslar hazırlanıyor bir anda. Her şey bir anda
oluyor. Durum buğdayı kana karışmıyor, karbonhidrat ve protein olarak size geri
dönüyor. Hem doyuyorsunuz hem de Akdeniz diyeti yapıyorsunuz mesela. Et dolgulu
güveçte tortelloni yiyebilirsiniz mesela. Ya da; makarna kebap, makarna döner.
Geleneksel Türk lezzetleri, İtalyan mutfağıyla birleşiyor ve sizi çepeçevre
sarmalıyor. Makarnanın olmazsa olmazı fesleğen ve parmesan sizi her türlü esir
alıyor. Teslim olun, mutlu olun. Karşınızda 650 çeşit makarna yapmış, makarna
kariyerinin ilk basamaklarında evde 300 bin makarna denemiş bir adamın
yarattığı makarna evi var. Türküz, gururluyuz, yedik mi iyi yeriz. Niyokki
Doğal Makarna Evi’nden makarna da, sos da alıp, evinize de götürebilirsiniz. Bakın
işte, mutluluk paylaşınca çoğalıyor. İşine ruhunu katan insanların izinden
gidiyoruz değil mi ey okur. Gidelim ve ruhumuzu besleyelim. Makarnamızı da
güzelce yiyelim. Niyokki Doğal Makarna Evi’nin Bilkent Station’da olduğunu
belirtmek isterim. Afiyet olsun.