“Ben PKK'nın lideri değilim ki,
onlara 'silah bırakın' diyeyim. Bırakmaları gerekir elbet. Zaten,
savaşla hiçbir işin çözülemeyeceğini
herkes anladı. Herkesin barışçıl politika izlemesi
gerekir. Ama diyelim PKK, savaşı tercih etti;
onları Kuzey Irak'ta yaşatmam...”
Bakın şu konuşana....
Irak'taki Bölgesel
Kürt Yönetimi'nin Başkanı Mesut Barzani. Nam-ı diğer;
Kak Mesut. Abi Mesut yani.... (Burdaki Kak, Kürtçe abi
anlamına geliyor)
Çok
yakınındayım. Tamam Ankara'ya gelmiş, yakın olmayıp da ne
yapacağım ama inanamıyorum. Bana hiç inandırıcı
gelmiyor. Beni bu kadar güvensiz yapan nedir? Bu arkadaşın
PKK'yla olan bağı mı, olmayan bağı mı ? Yıllardır dökülen
kan, gözyaşı mı? Bu üst perdeden konuşmaların hepsi
hikaye mi? Eğer gerçek bir irade olursa çözülüp,
gider mi terör sorunu? Gerçek irade dediğiniz, abi
Mesut'ta mı var?
Neden olmasın?
Haydi iyimser olalım. Baksana neler değişti, değişiyor. Hepimiz
barışçıl politikaların arkasındayız. Ama ne zaman barış
adına bir adım atılsa, birileri suyu bulandırıyor. “Yine aynı
düşman” hayalkırıklıklarını yaşıyoruz. Milletçe
kan ağlıyoruz. Tüm umutlarımız kesiliyor. Yaşama yeniden
sarılmak için bir yerlerden mutluluk buluyoruz, yolumuza
devam ediyoruz. Sonra yine hep o salak kısırdöngü. Yalan,
yalan, yalan.. Hayat, yalan...
İyi de düşman
kim? Barzani mi ? Aslında onun da çok ezik, üzgün,
kırgın olduğunu gözlerinden okumak mümkün. Bildiğin
bıkkınlık var adamda. Ağzından çıkanı o da anlamakta
zorlanıyor çoğu zaman. Düzgün çevir şunu
sayın bay çevirmen...
Abi Barzani
Başbakan Tayyip Erdoğan'la, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le
konuştu yetmedi demek ki, bir de benim gibi olayın özünü,
sözünü çözmeye çalışan zavallı
gazetecilerle biraraya geldi. Biraraya geldik de ne oldu? Anladık mı
olayın özünü, sözünü. Bu arkadaşın
PKK'yla bağının olmadığına inansak, sorunlar bitecek mi? İşte
böyle saçma bir kısırdöngü bu terör işi.
Enerjimizi sömürüyor, beynimizi kemiriyor. Belli ki bu
işin içinde sadece Türkiye, Irak yok. O da var, bu da
var ama başka başka abiler var. Ve işte o abiler, terörün
ekmeğini yiyor. Zehir zıkkım olsun, diyeceğim ama beddua kime
yarar.
Barzani kendi
hedefinin peşinde: Bağımsız Kürdistan. Bu konuda Şii
Başbakan Maliki'yle anlaşamamış da, Türkiye'den destek
bekliyormuş. Yok, daha neler? Diyelim oldu böyle bişey... yok
daha neler, yok daha neler? Bölük, pörçük
coğrafya kime mutluluk getirir ki üstadım... Benim burda hayal
gücüm tükeniyor dostlar....
İyi de Barzani
geldi, ne oldu? 9 yıllık Amerikan işgalinden kurtulan Irak'ın
yine allak bullak olduğunu görüyoruz değil mi? Şii
Başbakan Maliki, sünnilerin tepesinde. Kürtler, sünnilere
destek çıkıyor ama ittifak kurmanın ülkedeki
bölücülüğü artıracağını biliyor. Sonra
Maliki, Türkiye'ye “içişlerimize karışmayın” diye
esip, kükrüyor. Al sana bir “1 minute” vakası daha.
Tayyip Erdoğan konuşuyor: “Biz, en zor zamanlarında Irak'ın
yanındayız. Kem söz sahibine aittir”... Valla döveriz
seni Maliki...
Bu yazdıklarımın
“iyi de Barzani geldi, ne oldu?”sorusuna yanıt olmadığının
hepimiz farkındayız değil mi arkadaşlar. Bişey olmadıysa, ne
yapabilirim ki... Gelen gelsin, giden gitsin.. Bişey olmadı abi
ya,,,, hiçbirşey olmadı.....